Biz İstanbul belediye seçiminin 23 Haziran Pazar günü
yapılacağını sanıyorduk, meğerse seçim 16 Haziran Pazar
akşamıymış...
Öyle bir hava yaratıldı ki, sanki "münazarayı" kazanan belediyeyi
alacak!
Üstelik kimin kazandığı kimin kaybettiği belli olamayacak bir
münazara bu, ölçüsü yok. Tartışma alt tarafı. Ama CHP amigosu basın
ertesi sabah "İmamoğlu kazandı" çığlıkları atacak.
Artık nefesler tutuldu, herkes "İmamoğlu kendini kaybedip öfke
kontrolünü kaçıracak ve yeni rezaletlere imza atacak mı" diye
bekliyor... Bu çok daha ilginç...
Gene küfür müfür ederse, yandı gülüm keten helva...
Ama "ne biçim geçirdi" diyecekler de çıkabilir tabii...
Çünkü burası Türkiye'dir, ne yıl 1960'tır, ne Binali Bey Nixon, ne
de Ekrem Bey Kennedy.
Burası "rasyonel" bir ülke değildir.
Seçmenin şu yönde ya da bu yönde "etkilenmesini" fazla
beklemeyiniz.
Seçmen kararını çoktan verdi.
Ne CHP seçmeni "aferin, ne olgun adammış" diye Binali Bey'e oy
verir, ne de AK Parti seçmeni "pek dinamikmiş maşallah" diye Ekrem
Bey'e...
Zaten hesap da "kararsızlar" üzerine yapılıyor ama kararsızlar da
akılcı değillerdir.
Herkes karşı tarafı "İzlandalı" gibi görecektir!