Türkiye'de "Batıcı liberalizm" tarihe karışmıştır. 15 Temmuz
darbe girişimiyle, içlerinden birinin Facebook hesabında kullandığı
deyimle "gemileri battı"...
Fetö kendini de yaktı, onları da yaktı.
Şimdi kimisi kodestedir, kimisi yurt dışında kaçak, kimisi yurt
içinde "arazi", kimisi de kitabına uydurup usul usul kaçmaya
çalışıyor, kapağı atmak için yurt dışında iş arıyor...
Kürt milliyetçiliğini destekliyorlar, "Kürtler'in gitmesini"
istiyorlardı.
Çünkü Avrupa "mahfilerinden" onlara, "geri kalmış güneydoğu
bölgenizden kurtulun, daha gelişmiş batı bölgelerinizi alalım"
denilmişti...
Avrupa Birliği'ne girememek onlar için ölüm demekti!
"Küçülerek Avrupa Birliği'ne girecek daha 'derli toplu' bir
Türkiye" önerisi akıllarına fena halde yatmıştı...
Bu amaçla en yapılmayacak yanlışı yaptılar, Fetö'yü
desteklediler.
Onlar "ateistti", hemen hepsi eski Maksistlerdi, Fetö ise şeriatçı,
ama ne gam!
ABD ve AB'nin "Tayyip Erdoğan'dan kurtulma" operasyonuna böyle
hizmet ettiler.
Kimisinin akıl almaz derecede şişmiş egosu da, Erdoğan onları
"takmayınca" çılgına dönmüştü...
Kimisi ülkede bir "üniversite hocaları hegemonyası" kurmayı, yani
ulemanın kapıkullarıyla birlikte ülkeye egemen olduğu eski günleri
özlüyordu...
Üstelik, toplumda hiçbir "karşılıklarının" olmadığının, halkın
onları iplemediğinin, hani parti kursalar yüzde 1 oy bile
toplayamayacak olduklarının da farkındaydılar...
Zaten bunu doksanlı yıllarda denemişler, müthiş bir hayal
kırıklığına uğramışlardı.
Geriye kalıyordu "demokrasi dışı yollar"...
Bir yandan PKK'ya göz kırptılar, bir yandan Fetö'yle iyi geçinmeye
baktılar.
Hatta, CIA-Fetö ortaklığıyla gazete bile çıkardılar. Zaten
içlerinden ikisi açıkça Amerikan ajanıydı.
"Büyük kırılmada" Fetö'nün yanında saf tuttular.
Büyük kırılma, yani Fetö'nün MİT'i ele geçirmek isteyip yüz
bulamayınca birdenbire Erdoğan'a düşman kesilmesi, ardından Batı'da
Fetö'yü kullanarak Erdoğan'ı devirme kararının alınması, bu amaçla
yaratılan 17-25 Aralık darbe girişimi, ardından Gezi
provokasyonu...
Fetö gemisi batınca da, onunla birlikte battılar.
Fetö'nün kuracağı şeriat düzeninde nasıl yaşayabileceklerdi? Erkekler viskilerini içebilecekler, kadın, yaşı geçkin de olsa göğsünü bağrını açabilecek miydi?
Dikta altında yazılarını nasıl yazacaklardı?
Erdoğan'a posta koydukları gibi Fetullah'a da koyabilecekler miydi?
Ve de Avrupa Birliği'nin bizi gene de almadığını görünce kahırlara mı garkolacaklardı:
Vatanımızı boşuna satmışız!