Çin nasıl bir ülkedir?
Altyapısı komünizmden vahşi kapitalizme dönmüş, üstyapısı tek parti
diktası.
Bunun "literatürde" bir tek adı vardır: Faşizm.
Çin faşist bir ülkedir.
Ancak uluslararası ilişkilerde bizi bağlamaz, dostluğumuzu
bozmaz.
Bozar diyenlere, otuzlu yılların Türk-Alman dostluğunu
hatırlatırım.
İşte bu Çin'le CHP
bile "dostluğu güçlendirme" kararı almış.
CHP-ÇKP dostluğu!
Kılıçdaroğlu, Çin Büyükelçisi Liu Shaobin'i kabul
etmiş.
Ünal Çeviköz de tabii yanında.
Onsuz olmaz.
Eee? Görüşmüş de ne olmuş?
Kemal Bey'in Şi Cinping'e göndermiş olduğu tebriğe
teşekkür etmişler, Çin Komünist Partisi'nin dış politika, kalkınma
ve ekonomik ilerleme konularına ilişkin vizyonunu anlatmışlar.
Kemal Bey bundan ne öğrenmiş?
Ünal'a sorun.
Dış politika, yani ABD'ye kafa tutma.
Kemal Bey böyle mi yapacak?
Herhalde "tek parti diktası altında vahşi kapitalist
model" arayışına girecek değildir...
Öyleyse?
Laf olsun torba dolsun.
"Bak ne önemli adam, Çinlilerle bile
görüşüyor" desinler.
Eh, bugün Shaobin, yarın kısmetse Cinping, öbür
gün inşallah Biden.
Bu arada Şanghay Beşlisi'ne de laf sokmaya devam.
Ne işimiz var oralarda, değil mi efendim?
Bakınız Türkiye'nin tek komünist belediye başkanı Mehmet
Maçoğlu daha başka bir ekonomik model uyguluyor...
Belediye otobüsüne binenlerden para almıyor, elektrik borcunu da
ödemiyor.
Elektriği kestikleri yerleri de "kaçak
kullanıma" açıyor.
İşte bu kadar basit.
Nasıl olsa günün birinde devrim olacak ve kimse ondan elektrik
parası istemeyecek!
Literatürde bunun da bir adı vardır ama söylemeyelim
YETİŞKİN KAFAYI YERSE ERGEN NE YAPSIN?
Adam eşiyle ilgilenmiyormuş, zamanının büyük kısmını bilgisayar
oyunlarıyla geçiriyormuş, yatağa bile girmiyormuş, ayda bir banyo
yapıyormuş...
Gerekli gereksiz bir sürü şeyi de "online" alıp eve
getirtiyormuş...
Kredi kartlarının borçlarını da eşi ödüyormuş.