Kemal Bey, bu tür atraksiyonlarla Fetö'cüleri kurtaramayacağını
bilmeyecek adam değildir. Avrupa öyle istediği için yürüyor.
Peki bu atraksiyon Kemal Bey'i iktidara getirir mi?
Getirmez. Hiçkimse bunlara "yürüdüler" diye oy vermez.
"Tayyip nefretiyle" verir, solculuk sanarak verir, bürokrasi
"saltanat elden gitti" diye ağlayarak verir, Aleviler "Sünni
korkusuyla" verirler ama yürüdüler diye değil.
Amaç da zaten iktidara gelmek değil, bir yandan Avrupa'yı memnun
ederken bir yandan da "parti içi iktidarı" sağlama almak.
En keskin görünen muhalifler biryerlerin belediye başkanlığına,
olmadı il başkanlıklarına tav olurlar, mesele kalmaz. Olan da Emine
Ülker Tarhan gibi, Selin Sayek Böke gibi Kemal Bey'in "suya götürüp
susuz getireceği" hanımlara olur...
O Kemal Bey ki sabah ak dediğine akşam kara demekten, göz göre göre
yalan konuşmaktan çekinmeyen, "cahil cesaretiyle" atıp tutmaktan
fütur getirmeyen, birilerini harcarken gözünü kırpmayan adamdır,
hiç tınmaz.
CHP, "gayrımeşru" ilan ettiği anayasaya göre yapılacak seçimlere
katılmaktan da utanmayacaktır.
Kemal Bey pişkindir.
Kemal Bey, cumhurbaşkanlığına adaylığını koyup da kaybedince yeni
bir parti içi mücadeleye girişecek kadar saf da değildir...
Ya Deniz Baykal'ı aday gösterip seçim yenilgisiyle büsbütün
susturmayı deneyecek...
Ya İlker Başbuğ'u öne sürüp bürokrat oylarını isteyecek ve adamı
Çevik Bir'den beter, bu işlere girdiğine bin pişman edecek...
Ya da bir umut İlhan Kesici gibi, hatta Meral Akşener gibi gene
"sağı gıdıklayacak" bir aday gösterip abesle iştigal edecektir.
(Kesici, Hüsamettin Cindoruk'un adayı mı yoksa?) Yürüyüş boyunca
ara ara boy gösterip kaybolan "fosilleşmiş solcuların" toplumda
hiçbir karşılıkları da ağırlıkları da yoktur. Onların dertleri
gazetelerde adlarının geçmesini, resimlerinin çıkmasını
sağlamaktır.