Aydın Doğan Bey'in gazetesi yirmi bir kupona kutsal kitap
satıyor. Mukavva kutu ya da tüpgaz satar gibi. Piyasada "hediyesi"
seksen liraymış.
Kutsal kitap dediğimiz, elbette "Nutuk"... Çağın gereklerine uygun
olarak, bildiğimiz kitap şeklinde değil, DVD olaraktan (Aydın Bey,
Türk pazarına kakaladığı "geri teknoloji ürünü" VCD'lerden sonunda
vazgeçmiş görünüyor!)
Lakin bu nutkun nutuklardan hangi nutuk olduğunu pek anlayamadık.
Canım belli bir şey işte, elbette Atatürk'ün nutku da, hangisi?
Çünkü mutfaktan hazırladıkları çeyrek sayfa reklamın başlığında
"10. Yıl Nutku" denilmiş. Fakat eser tam 10 DVD halinde... Toplamı
30 saat...
Allah Allah, büyük önder 29 Ekim 1933 günü milleti Ankara
Hipodromu'nda toplayıp on saat boyunca mı konuşmuş yani? Tarihçiler
öyle demiyorlar.
Reklamda ayrıca "orijinal kamera kaydıyla kendi sesinden"
deniliyor. Hangi babayiğit sinemacı o tarihte on saat kesintisiz
kayıt yapmış? Bu kadarı, o meşhur Kemalokomünist propaganda
filminde, Sergey Yutkeviç'in yönettiği "Türkiye'nin Kalbi Ankara"
filminde bile yok.
Yok yok, bu mutlaka büyük önderin 1927 yılında CHP meclis grubunda
okuduğu "Büyük" Nutuk olmalı... Ki o da cumhuriyetin ancak dördüncü
yılı olur.
İkisini ayırdedemeyen adamı niçin istihdam ediyorsunuz Aydın Bey?
Yıllardır yırtınırız "mutfaktan reklam yaptırmak yanlıştır" diye,
şunu niçin profesyonel bir reklam ajansına, örneğin "sizinkilerin"
reklamcısı Ali Taran'a vermiyorsunuz?
Belki de ikisini harman etmişlerdir, hem büyük nutuk, hem küçük
nutuk...
Evet evet, reklamda "dönemin kamera kayıtları, belge ve
fotoğrafları eşliğinde" deniliyor. Nutuk nutukla, belge fotoğrafla
harman edilmiş, "kompoze" bir eser yaratılmış (Türkçe söylersek,
şişirilmiş!) İçinden Muhsin Ertuğrul'un 1932 yılında çektiği ve
seksen yıldır Türk milletine belgesel diye yutturulan "Bir Millet
Uyanıyor" filminden parçalar da çıkabilir, Safiye Ayla ve Müzeyyen
Senar da, "Atatürk'ün sevdiği şarkıcılar" bölümünde.
Tamam da, reklamda "devrimlerin gelecek kuşaklar tarafından
bilinmesi ve anlaşılması için" gibi iri bir laf ediliyor.
Bildiğimiz kadarıyla Nutuk'ta devrimler yoktur, kurtuluş savaşının
en hurda ayrıntıları vardır. Savaş, devrim değildir. Yani birtakım
emekli bürokratların "bunaldığınız zaman Nutuk'a bakın, aradığınız
herşeyi orada bulacaksınız" sözünü azıcık iskontolu dinleyiniz. Bu
hıyarca bir sözdür.
Üstelik de Nutuk, kendi çağına göre orta halli ama günümüze göre
ağır bir Osmanlıca'yla yazılıp okunmuştur!
Yirmi bir kupon biriktirip Nutuk'u evindeki Kuran-ı Kerim'in yanına
koymaya hazırlanan ilkokul mezunu müşteriniz, hadi diyelim okuma
zahmetinden kurtardınız, lisanı nasıl çözecek?