Temmuz ve ağustos aylarında oynanan futbol maçlarından hayır
gelmez.
Yalnız hazırlık maçlarından değil, resmi maçlardan da gelmez.
Hava sıcaktır, takım henüz oturmamıştır, hoca yabancıdır, oyuncu
denemek zorundadır vb.
Fatih Terim, Galatasaray'ı Diyarbakır'a deplasmana
götürmüştü de, kırk derecede oynanan maçta niçin berabere
kaldıklarını soranlara, "Çocukları ölmeden geri
getirdiğime şükredin" demişti...
Nitekim, büyük dedikleri takımların çoğu "göz
doldurmuyor"...
Dolduracaktır, hele sonbahar gelsin.
Hele şu utanmadan "süper" olduğu iddia edilen
"kötü futbol curcunası" biraz yerine
otursun...
***
Fakat yaygara neden?
Bekle bizi Viyana...
Sen bizi iyi tanırsın Viyana...
Bizi anneannene sor Viyana...
Savulun, geliyor Kara Mustafa...
Hayrola, finale falan mı kaldık?
Ne oldu? İlk maçın rahatlığıyla "adeta" bir
antrenman maçına çıktık, tel tel döküldük, berabere kaldık, tur
atladık geldik. Hepsi bu.
Fener'in atladığı tur, bilmem kaçıncı...