Attıkları bir kıtır şudur: "16 Nisan'da toplum
bölünmüş olacak!"
Toplumun bölünmemesi için "tulum çıkmasını" istiyorlar
herhalde...
Anayasa değişikliğini yapacak "merciye" de bir türlü karar
verememişlerdi. Kimisi "kurucu meclis isterim" diye tutturmuştu,
Cemal babasının ya da Kenan babasının devrindeki gibi...
Öyle ya, anayasayı ancak "atanmış seçkinler" yapabilirlerdi, şöyle
CHP'li gazeteciler, hukukçular falan, "kerli ferli" kalantorlar,
oturaklılar... Milletvekilleri yani halkın temsilcileri kim
oluyorlardı da anayasa yapacaklardı?
Bunu söyleyenler arasında sosyalist geçinen eşekler de vardı.
Halka gidilecekse de, onları tatmin edecek bir oran... Kimisi yüzde
70 diyordu, kimisi yüzde 80, yüzde 90 diyen bile çıkmıştı.
Yani işi yokuşa sürecek, anayasanın "değişmemesini" sağlayacak her
türlü formül mubahtı!
Arslan parçaları, öyle yüksek bir oran ancak dikta altında
çıkar.
Tulum da ancak tek parti yönetiminde.
Her seçim bir bölünmedir. Her referandum da öyledir.
Siz "demokratik bölünme"ye neredeyse "iç savaş" havası katmaya
çalışıyorsunuz.
Hiçbir toplum "tek tip elbise" giymez, o ancak orduda yani
emir-komuta zinciri altında mümkündür.