Küçük insanların müsamereye bayıldıklarını söylemiştik.
Ülkemizin genel kültür ortalaması ilkokul üçüncü sınıf olduğu için
hamasi müsamerelerin genel düzeyi de o civarda kalıyor.
Esas olarak emekli memurlara mal satan postalcı gazeteler de bu
sakillikleri marifet olarak yazıyorlar, kahvede "yakın gözlüğünü"
takıp okuyan yaşlı amca mutlu oluyor...
Son örnek: Bazı kişiler "büyük zafer için yürümüşler"... Olay
elbette Afyon'da geçiyor. Üç bin kişi olduğu söylenen ama
fotoğrafta otuzu kırkı aşmayan bir vatandaş kitlesi.
Şuhut ilçesinin Çakırözü köyünde tören düzenlenmiş. Atatürk'ün
büyük taarruzdan önce son geceyi geçirdiği ev ziyaret edilmiş.
"Etkinlikler kapsamında" marşlar da çalınmış, hem mehteran bölüğü
hem de çağdaş askeri bando tarafından.
O köyden Kocatepe'ye yürümüşler, doksan üç yıl önceki 25 Ağustos
gecesi gibi... Fakat "soğuğun yanısıra yokuşla da mücadele"
etmişler, şaka değil, on dört kilometre.
Varış noktasında kendilerine doksan üç yıl önceki karavana ikram
edilmiş: Sabaha karşı saat dörtte mercimek çorbası, hoşaf ve
ekmek.
Afyon'a döner dönmez en yakın kebapçıya koşup, üstüne de kaymak
yemek üzere.
Fakat Dumlupınar'a gidip "Dumlupınar geldik sana, yüz sürmeye
toprağına" marşını hayata geçiren olmamış.
Yunan hükümetinin ödü patlamıştır, eyvah, bunlar adaları ve
kayalıkları da geri alacaklar!
Bizde niçin bu gibi yer ve günlerde "reenactment" yapılamıyor?