Yenikapı mitingine Kılıçdaroğlu katılmak istememiş, "Erdoğan'a
puan kazandırmış olurum" diye düşünmüştü... Basın amigoları
"enayilik etme, asıl gitmezsen çok puan kaybedersin" diye onu
iteklediler. Bahçeli de daveti hemen kabul ederek onu ofsayta
düşürdü.
Sonra ne olduysa oldu, ne değiştiyse değişti, Kılıçdaroğlu
cumhurbaşkanına ve hükümete öteden beri edegeldiği "siyasi
uyuzluğu" kaldığı yerden sürdürmeye koyuldu. Tabii basın amigoları
da.
Etsinler. Muhalefettir alt tarafı.
Lakin kendi kendileriyle "tutarlı" olsunlar.
Tutarlılık, Kılıçdaroğlu'nun uzağından bile geçmiş bir erdem
değildir. Hazret, sabah ak dediğine akşam kara demesiyle
ünlüdür.
Meydan nutku düzeyinde kaldığı sürece zarar yok ama bu yalpalar
"parti politikasına" dönüşünce ortaya hazin bir manzara
çıkıyor.
İmdi... CHP iki aydır OHAL'e ve KHK'lara karşıdır. Bulmaca gibi
olmasın, Olağanüstü Hal Kanunu ve de bu kanunun imkân verdiği Kanun
Hükmünde Kararnameler...
Niçin karşı çıkıyor? Muhalefet olsun için. Kış kışlığını yapsın,
kuş da kuşluğunu.
"Biz iktidarda olsaydık darbe girişiminden sonra şöyle şöyle şöyle
hesap sorardık" diyemiyorlar, onun yerine "daha fazla demokrasi"
gibi gene içi boş balonlar üfürüyorlar. Herhalde Fetullah'a daha
fazla özgürlük sağlansaydı herifçioğlu darbeye kalkışmayacaktı! CHP
kafası böyle çalışıyor.