Görünürdeki Kürt lideri ama aslında yalnızca bir "siyasi
inşaat tahta perdesi" olan Selocan, Viyana'da "Die
Presse" gazetesine demeç vermiş.
Keke Selo, "Erdoğan eğer başkanlık sistemini getirmek
istiyorsa o zaman bizim de federal devlet modelleri üzerinde
tartışma hakkımız olduğunu düşünüyorum" demiş.
Hayırdır, Selo'nun aklı üç ay sonra nihayet başına mı geliyor?
Daha 9 Haziran'da söyledik, "oturun AKP ile anlaşın"
diye...
Sıkı pazarlık edecektiniz, bize ne veriyorsun, karşılığında bizden
ne istiyorsun?
Başkanlık sistemiyse, onunla birlikte eyalet sistemi... Tıpkı ABD
gibi...
Ve de yeni bir anayasa hazırlayacak olan AKP-HDP koalisyonu!
Üç aydır bu kadar sıkıntı çekilmez, havanda su
dövülmezdi...
"İşbirliği şarttır" demiştik, umurunuzda bile olmadı. Tam tersine,
bütün köprüleri attınız. Ateşkesi bozdunuz, savaşa yeniden
başladınız.
Masayı bir kere daha tekmelediniz.
Fethullah'tan ve Amerikan gizli servisinden yemlenen üç-beş kart
serserinin etkisi altında kaldınız. "AKP'nin işi
bitti" diye düşündünüz herhalde...
Bu kadar sert bir cevap alacağınızı da tahmin edemediniz. Tokat
atmaya kalkıyorsunuz, tokat yiyince de ağlamaya koyuluyorsunuz.
Bir anlaşma sağlanamazsa da, hiç olmazsa sağlanamayacağı ortaya
çıkardı. Silahları konuşturmadan, masa başında.
Hani ne oldu şimdi bütün o "yaptırmayacağız, yaptırmayacağız,
yaptırmayacağız"havaları?
Devlet de "bombalayacağız, bombalayacağız, bombalayacağız" deyince
mi ayaklarınız suya erdi? "Eyalet isteriz ama başkan
istemeyiz" politikasını Viyana'ya gömdün mü Keke Selo? Bunu
niçin haziranda beceremediniz de, şimdi yeniden seçimin ucu
görününce, ağustosta cırcır böceği gibi ötüyorsunuz?