Hürriyet Gazetesi Demirören
Grubu’na satıldıktan sonra Genel Yayın
Yönetmeni yapılan Vahap Munyar, 3 Eylül
tarihli yazısında, 30 Ağustos Zafer
Bayramı dolayısıyla Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan’ın verdiği resmi kabuldeki
yiyecek ve içecek listesini
açıkladı.
“Ejder Meyveli Smoothie (Chia tohumu
eşliğinde), Efuli (Liçi meyvesi eşliğinde), Aloevera
(Starex meyvesi eşliğinde), Orman Meyveli Special, Bahçe
Naneli Limonata, Taze Sıkılmış Portakal, Taze
Sıkılmış Greyfurt, Taze Sıkılmış Havuç, Taze Sıkılmış
Elma.
Pataşur içerisinde Çerkez Tavuğu,
Zencefilli Somonlu Suşi, Tartalet içerisinde
Antakya usulü Humus, Susamlı Levrek Simidi, Aydın
usulü kuzu çöp şiş.”
Yazıya göre, bu listeyi
kendisine açıklayan görevli,
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin maketinin
bulunduğu masayı işaret ederek şöyle
demiş:
“Bunu, ‘Milletin evinden ikram’ gibi
bir konsept olarak düşündük...”
Bu cümledeki “milletin evinden”
ifadesi elbette tartışmalı...
Ama ziyafetin masraflarının “milletin
cebinden” karşılandığı açık!
***
Sanıyorum, bizim uluslararası ödüllü sanatçımız Musa Kart, “Tek Adam Yönetimi”ni anlatmak için bir karikatür yapsaydı, “Milletin Evi” yazan bir mekânda, nadide yiyecek ve içeceklerle dolu olan sofranın başındaki kodamanları, ağızlarının suyu akarak seyreden ve bu arada ceplerindeki paralar bu mekâna doğru kanatlanarak uçmakta olan, yoksul insanları çizerdi.
***
Türkiye’nin ağır bir ekonomik
ve hukuksal krizde olduğu
açık:
İktidarın kötü politikalarıyla zaten ciddi bir
darboğaza girmiş olan ekonomi, 24 Haziran’da Tayyip Erdoğan
Cumhurbaşkanı seçildikten sonra, Türk Lirası’nın neredeyse yüzde
50’ye varan ağır bir değer kaybıyla, iyice dibe vurdu!
Bu arada hukuk ve adalette de
kriz devam ediyor:
Bir yıldır hapis yatan ve hâlâ hakkında
iddianame yazılmamış olan tutuklular var.
Yeni doğum yapmış kadınlar bebekleriyle
birlikte içeri atılıyor.
Seyahat acentesini veya pizzacıyı ya da parke
döşemecisini aramak, terör örgütü bağlamında işlenen suç için delil
sayılabiliyor.
Erdoğan’ın “Al Papazı ver Papazı” diye
açıkça pazarlık ettiği bir konuda, sözüm ona bağımsız yargının tek
yetkili olduğu söylenebiliyor.
***