AKP iktidarının, Sarraf
Mahkemesi ve Man Adası tartışmalarını
geriye itmek için başlattığı tartışmanın
konusu olan Lozan Antlaşması’yla yeni bir
devlet kurulmuştu:
Birinci Dünya Savaşı’nda
mağlup olan Osmanlı İmparatorluğu yerine,
İstiklal Savaşı’nı kazanan Türkiye
Cumhuriyeti.
Lozan bir zafer
antlaşmasıdır!
***
1920’li yıllarda Anadolu’nun nüfusu 11-12
milyon kadardı; yani bugünkü İstanbul’un nüfusundan daha
az.
Bu nüfusun yüzde onu okuma yazma biliyordu,
yaklaşık bir milyon kişi; onların da yarısı ancak adını
yazabiliyordu.
Hemen herkes hastaydı: Trahom, verem ve
sıtma.
Tüm nüfus, uzun süren savaşların sonunda zaten
yorgun, bezgin, aç ve hastaydı.
İşte bir Din/Tarım Toplumu’nu 15 yıl içinde bir
Kentsel/Endüstriyel Toplum olma eşiğine getiren, yirminci yüzyılın
en çarpıcı siyasal ve kültürel atılımı, böyle bir nüfusla
gerçekleştirilmiştir!
***
Türkiye Cumhuriyeti’nin
sınırları büyük devletler tarafından
cetvelle harita üzerinde çizilmedi:
Yüz binlerin kan ve gözyaşı ile yoğrulmuş savaşlar sonunda
belirlendi.
1) Sadece İstanbul’u, Trakya’yı ve Anadolu’yu
işgal eden galip devletlerin silahlı kuvvetlerine, İngiliz,
Fransız, İtalyan ordularına karşı değil...
2) Batı’dan saldıran taze Yunanistan ordularına
karşı...
3) Doğu’dan gelen taze Ermenistan ordularına
karşı...
4) İçteki Halife taraftarlarının isyanlarına
karşı...
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün
önderliğinde, “ölümüne verilen” bir mücadele ile çizildi
bu sınırlar.
***