İktidar, başta İstanbul olmak üzere, yasaları zorlayarak yaptığı itirazlar ve yorumlar ile zaten tartışmalı olan kendi meşruiyetini iyice zayıflatıyor.
***
İktidar hakkında herkesin
bildiği ve tarihin kaydettiği şu 3 siyasal
gerçek var:
1) Demokrasiyi savunur görünerek geldiler;
iktidarlarını pekiştirdikten sonra demokrasiden
saptılar.
2) İktidar, bütün seçimleri ve halkoylamalarını
bugün itiraz ettiği çok küçük farklarla ve kimi zaman da yasalara
bile karşı alınan YSK kararlarıyla kazandı.
3) Son zamanlardaki bütün seçimler ve
halkoylamaları iktidarın yargıyı da kontrol eden tam denetim ve
yönetimi altında, üstelik de eşitsiz ve adaletsiz koşullarda
yapıldı.
Yadsınamaz bu üç gerçek
bağlamında kendisinin tam kontrolünde
yapılan ve böyle olduğu kendilerince
de defalarca belirtilmiş olan son
seçimlerdeki yenilgilere yaptığı yasaları zorlayan
itirazlar ve yorumlar, bundan
önce kendi lehine ilan edilen bütün
sonuçlara yapılan itirazları da yeniden
gündeme taşımakta ve iktidarın
bugüne kadar dile getirilmiş olan bütün
meşruiyet sorunlarını yeniden tartışmaya
açmaktadır:
1) Bundan önceki iki Cumhurbaşkanlığı
seçiminin, öteki genel ve yerel seçimlerin ve resmi sonuçlar
açıklanmadan “Atı alan Üsküdar’ı geçti
açıklaması” ile ilan edilen, üstelik mühürsüz pusula ve
zarfların yasaya aykırı olarak geçerli sayıldığı Anayasa
değişikliğine ilişkin halkoylamasının meşruiyetleri.
2) Küçük farklarla kazanan (ve itirazlar
reddedilen) kendi adaylarının meşruiyetleri.
3) Yüksek Seçim Kurulu’nun kendisinin verdiği
eski ret kararlarına karşın, bu kez aynı koşullarla reddedilmesi
gereken itirazları kabul etmesi ve böylece bizzat YSK’nin
meşruiyeti.
4) Tamamen kendilerinin mutlak denetim ve
mutlak yönetimlerinde yapılan seçimlerin terör örgütleri tarafından
manipüle edildiği iddiasının getirdiği şaibeden dolayı seçimde
görevli devlet organlarının ve mensuplarının meşruiyeti.
5) Seçim sonuçlarının yasadışı bir
“darbe” olarak nitelenmesi ile gerçek bir sivil darbe
niteliği taşıyan 20 Temmuz OHAL ilanının ve OHAL baskısı altında
yapılan halkoylaması ve seçimlerin meşruiyeti.
***
Bu iktidar döneminde “Hukuk
Devleti” kavramının, “Parlamenter Demokrasi
Bekleme Odasına alındığı” ve bunun bizzat kendileri
tarafından ilan edildiği günden beri artık uygulamadan kalktığı
biliniyor.
Şimdi “Hukuk Devleti” ile uzak yakın
ilişkisi olmayan ama onu yok etmek için kullanılan “Kanun
Devleti” kavramı bile tahrip ediliyor.
***