Cumhuriyet’te iki önemli yargı haberi
vardı:
Biri, SÖZCÜ gazetesine “FETÖ’cü” suçlaması yapılan iddianameyi ilk
yazan savcının suçu, yargılanması, cezasının hafifletilmesi ve
yükselişini aktarıyordu.
Öteki, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla yargılanan sanığı
beraat ettiren yargıcı ceza olarak süren HSYK’nin açıklaması
hakkındaydı.
Her iki haberi de okurken aklıma son günlerdeki olaylar, örneğin,
Cumhuriyet mensuplarının yargılanmaları, Eren
Erdem, Osman Kavala vakaları ve
Gezi Direnişi iddianamesi
geldi:
“Acaba” dedim kendi kendime “AKP/FETÖ
ortak yapımı olan ‘Birinci Silivri Trajedisi’
yeniden AKP yapımı olarak ‘İkinci Silivri
Trajedisi’ biçiminde mi yaşanıyor?”
Aslında bu sorumun yanıtı şu sıralar elimden düşüremediğim, tekrar
tekrar dönüp okuduğum bir kitapta veriliyordu:
Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu
tarafından yazılan, Kırmızı Kedi’nin
bastığı METASTAZ!
Bu kitap “Birinci Silivri’den İkinci
Silivri’ye mi?” sorusuna yanıtı “Kanserli
hücrelerin sıçraması” olarak
veriyor:
“FETÖ’yü en çok kansere benzetiyorlar. Organda kontrolsüz
çoğalıyor. Bünyeyi esir alıyor. Tedavisi için ise hastalıklı doku
kuşatılıp büyümesi durduruluyor ve ortadan kaldırılıyor.
Ya kurtuluş beklenen el, hastalığın
kaynağıysa?
Metastaz diyoruz, kanserli hücrenin
sıçramasını anla...