Fakat şimdiye kadar “Demokratik
Rejimi”, “Çoğunluğun Baskısı” olarak dayatarak
halkı aldatmaya alışmış olan sağcı ve askeri darbeci siyasetin
alışkanlıkları, muhalefet partilerini, sadece iktidara karşı
değil, birbirlerine karşı da ayrıştırmış ve hatta
düşmanlaştırmıştı:
“Ayrılıkçı Kürt
Şovenizmi”...
“Baskıcı Türk
Şovenizmi”...
“Şeriatçı Dincilik”...
“Aleviliği reddeden
Sünnilik”...
“Demokratik ve Laik Sosyal Hukuk
Devleti”nin en büyük düşmanları olarak Türkiye siyasetini
zehirleyen ideolojilerdi.
Oysa “Ayrılıkçı Kürt Şovenizmi” ile
“Baskıcı Türk Şovenizmi”, “Demokratik
Milliyetçilik” anlayışı ile aşılabilirdi ve “Demokrasi
İttifakı” içinde aşıldı.
“Şeriat isteyen Dincilik” ve
“Aleviliği reddeden Sünnilik”, mukaddes inançların
siyaset dışına çıkarılmasıyla, siyasete, hele hele yağmaya,
rüşvete, yolsuzluğa alet edilmemeleri gerektiği ilkesiyle, ve
Müslümanlığın Demokrasi ile uyuşabileceği anlayışıyla aşılabilirdi
ve “Demokrasi İttifakı” içinde aşıldı.
***