Bir insanlık suçu olan
çocuklara tecavüz, niçin
gizlenir?
Utanç verici bir suç olduğu
için mi...
Yaygın olduğu için
mi?
***
Sadece resmi makamlara yansıdığı için,
medyadan öğrendiğimiz, yani buzdağının görünen küçük bölümündeki
olaylar hakkında belleğimi şöyle bir yokluyorum:
Eğitim için dinci vakıflara emanet edilen çok
sayıda erkek çocuğuna yapılan cinsel tecavüz...
Bir kız çocuğuna çok sayıda köylünün tecavüz
ettiği bir kırsal yerleşim olayı...
Yine bir kız çocuğuna, çok sayıda devlet
memurunun da içinde bulunduğu birçok suçlunun tecavüz ettiği
olay...
Ve bütün bunların üzerine tuz biber eken, küçük
çocuklara aile içinde tecavüz edilmesi...
Üstüne üstlük, vahşetin, ahlaksızlığın son
perdesi olarak, bir de çocuk hamile kalınca, onu hamile bırakan
“aile büyüğünün” başkanlığındaki “aile
meclisinin”, “ailenin namusu” gerekçesiyle ölüm
kararı vermesi ve çocuğun infazı!
***
Son günlerde medyaya korkunç
bir iddia daha yansıdı:
İstanbul Küçükçekmece’de bir
hastaneye 1 Ocak 2017 ile 9 Mayıs 2017
arasında 115 hamile çocuk gelmiş.
Çocukların hepsi 18’in altında, 38’i ise 15’ten
de küçük. 39’u Suriyeli.
Bu çocukların hamile olduğuna dair kayıtlar,
olayı örtbas etmek isteyen hastane yönetimi ve görevli olan bir
Sosyal Hizmet Uzmanı tarafından polise bildirilmemiş...
Hastanedeki başka bir Sosyal Hizmet Uzmanı ile
bir Psikolog olayı öğrenerek savcılığa başvurmuşlar...
Bunlardan biri hakkında hastane yönetimi
tarafından soruşturma açılmış ve görev yeri iki kez
değiştirilmiş.
Ve işin en korkunç
tarafı:
İhbar üzerine, savcılık,
başhekim yardımcısı ve Sosyal Hizmet
Uzmanı için soruşturma izni
istemiş...
İstanbul Valiliği, 4 Aralık 2017
tarihli yazısıyla iki görevli hakkında da
soruşturmaya izin vermemiş!
Bunun üzerine “#115ÇocuğaİstismarıÖrtemezsin”
etiketi ile sosyal medyada bir eylem başlatılmış.
***