“Babıâli’nin Öteki
Yüzü” Tufan Türenç’in medya
anılarını yazdığı kitabın adı.
İçinde çok ilginç anılar, çok özel ilişkiler,
çok güzel bilgiler var.
Onunla medyada yollarımız hiç kesişmedi; ben
Hürriyet’teyken o Milliyet’teydi;
Hürriyet’e ise ben ayrıldıktan sonra
geldi.
Bizim birlikte çalışmışlığımız olmadığı gibi
özel bir ilişkimiz veya dostluğumuz da yoktur.
***
Erhan Akyıldız ile birlikte
Faşist katillerce öldürülen Abdi
İpekçi’nin hayatı üzerine yazdığı,
“Gazeteci” adıyla yayımlanan kitap ile,
gazeteciliğine ek olarak, yayın dünyasında da adını duyurmuştu.
Nitekim anılarında, o kitabın yazılış öyküsünü ve okuru içine alan
sıcak üslûbunu nasıl keşfettiğini de tatlı tatlı
anlatmaktadır.
Bu anılar kitabının önemli bir özelliği,
Erol Simavi’den Aydın
Doğan’a, Abdi İpekçi’den
Mehmet Barlas’a basın/medya patronları ve
çalışanları hakkında olduğu kadar, kamuoyunu ilgilendiren önemli
olayların da içyüzleri, arka planları hakkında bilgiler vermesidir.
(Kitapta pek de önemli olmayan bir hata gördüm: Sayfa 55’te Aydın
Bey’in konuşmasında “Hürriyet’ten” sözcüğü
“Güneş’ten” olacak.)
***
Örneğin kamuoyunda,
Kartal Demirağ Özal’a ateş ettiğinde,
tabancadan çıkan kurşunun mikrofonun
sapından sekerek Özal’ın elini
yaraladığı, böylece Özal’ın mucizevi bir
biçimde ölümden kurtulduğu efsanesi
vardır.
Türenç “Özal’a Suikast”
bölümünde bu olayın içyüzünü anlatıyor
(ss. 81-90):
Özal’ın Ankara Belediye Başkanı yaptığı yakın
arkadaşı Mehmet Altınsoy bir görüşmede
Orhan Tokatlı’ya bunun yalan
olduğunu, silah sesi üzerine kürsünün altına çöken Özal’ın elini o
sırada yere düşen bardağın kestiğini anlatır.
Orhan Tokatlı bunu, Altınsoy’un da izniyle yeni
yayımlanacak olan “Kırmızı
Plakalar-Türkiye’nin Özallı
Yılları” adlı kitabının önsözüne yazar.
Hürriyet iddiayı manşetten
duyurur, ortalık karışır; ama kamuoyunda hâlâ “mikrofonun
sapı” efsanesi egemendir.
***