Sevgili okurlarım, bugün yazıya bir okurumun
mektubu ile başlıyorum:
“Emin bey, yazılarınızı okuyorum. Ülkeyi yönetenler halkı
kandırmak için ‘Burası Türkiye, burada iş var’ diye slogan
üretmişler!
Ancak ortalıkta o kadar başıboş
yabancı uyruklu var ki serseri mayın gibi geziyorlar. İş bizim
insanımıza değil onlara var.
Bizim
vatandaşımız iş ararken her yerde yabancılar var. Garson, çoban,
temizlikçi, inşaat işçisi, tekstil işçisi vesaire, aklınıza ne
gelirse. Çalıştığım ofisin bulunduğu iş merkezindeki bütün
temizlikçiler, garsonlar, bulaşıkçılar, bahçıvanlar hepsi yabancı.
Türkmen-Azeri-Afgan.
Anadolu’da birçok çoban,
bekçi falan hepsi yabancı. Çoğu Afgan.
Lüks
semtlerde hasta bakıcılar, temizlikçiler, yaşlı ve çocuk bakıcıları
hepsi yabancı. Türkmen-Gürcü-Ermeni vesaire.
Geçitlerdeki, köşe başlarındaki saat ve kaçak eşya
satıcıları hep Afrikalı.
Senegal-Gana-Nijerya-Somali-Çad-Togo.
Polisler
ve bekçiler toplu taşıma aktarım noktalarında ve merkezlerde her
gün kimlik kontrolleri yapıyorlar. Bu artık bunaltıcı seviyeye
ulaştı ama gel gör ki bize kimlik soran emniyet güçleri, yanımızdan
geçen yabancılara (hiçbiri turist değil) hiç kimlik sorgulaması
yapmıyorlar.
Bu nasıl vahim bir durum böyle.
Ben 11 yıl
yurtdışında çalıştım. (Ürdün-Kazakistan-Afganistan-Gabon-Nijerya).
Halen de Nijerya bağlantılı çalışıyorum. Biz bu ülkelere yasal
yollardan her şeyi resmi olarak oralarda iş yapan firmalarımıza
adam göndermekte zorlanır ve gönderemezken, bunlar nasıl oluyor da
böyle elini kolunu sallayarak ülkemize
giriş yapıp çok rahat şekilde
çalışıyor!
Bakınız, Nijerya’daki firmamıza
üniversite mezunu olmayan uzun süreli işçi götüremiyoruz. Dört
yıllık fakülte mezunu olanlara ise bir yıllık çalışma izni için
2.500 dolar para ödüyoruz.
Peki burada çalışan
milyonlarca yabancı Türkiye’ye bir ödeme yapıyor mu?
Bu tablo çok vahim. Türkiye bu kadar basit bir ülke oldu.
Türkiye yasal veya kaçak yollardan bu kadar kolay girilen ve
rahatça çalışılan bir ülke olmamalı…”
★★★
Evet, hükümet resmen açıkladı!.. Bu yıl, yani 2019 yılı
içerisinde tam 2.5 milyon kişiye “İş
(!)” yaratacak. Bunlar seçim öncesi
palavraları, kimse yutmuyor.
Nereden bulacaksın, nasıl bulacaksın diye sorulduğunda hiç
kimseden tık yok.
Bakınız, size medyaya yansıyan birkaç somut
örnek vereyim. Bunlar son iki üç günün rakamları:
–
Mersin Gençlik Spor İl Müdürlüğü 70 geçici işçi alacak.
Başvuru sayısı tam tamına 3.009 kişi.
–
Burdur’da aynı müdürlük 15 kişi alacak. Başvuru sayısı
3.728.
–
Zonguldak’ta sadece bir adet temizlik işçisi alınacak ve
başvuru sayısı 6.198 kişi.
İş arayanlar sabahın erken
saatlerinde kuyruklara girip kayıt yaptırıyor.
Üstelik bunlar asgari ücretli olacak…
Ve seçim biter bitmez görevlerine son
verilecek.
Bu
gerçekler iktidarın ayıbıdır…
Ve bu ayıplı iktidar şimdi sizlerden, işsiz vatandaşlarımız
dahil herkesten oy istiyor.
İnanılır gibi değil.
Sevgili okurlarım, CHP eski milletvekili
Eren Erdem’in son kitabı dün elime geçti.
Okuduğumu söylesem size yalan söylemiş olurum. Sadece içini yarım
saat kadar karıştırtırdım.
“İÇ” (Halk Kitabevi.)
Eren şu anda hapishanede yatmakta…
Kitabın arasına 18 Şubat tarihli bir mektubunu da koymuş,
hukuksuzluğa dikkat çekiyor…
Ve aynen şöyle diyor:
“Silivri’den selamlar. Haksız ve hukuksuz bir biçimde
Silivri’de tutuluşumun 235. günündeyim.
Bir
dava düşünün, Fetö tarafından açılan davalarda yargılanmış biri
Fetö’ye yardım iddiasıyla tutuklanıyor. Dosyada bir tek delil
yok.
ByLock yok, Fetöcülerle yapılan bir
görüşme yok, HTS kaydı yok, Bank Asya’da açılmış bir hesap yok.
Altı kamu tanığı dinlenmiş, aleyhimde bir beyan yok. Gizli tanık
savcılığa verdiği ifadeyi yalanlamış, hükümetin baskı yaptığını
itiraf etmiş.
Mahkeme bakmış ki Eren Erdem’i
içeride tutacak bir şey yok, oybirliği ile tahliye etmiş. Sonrası
malûm! Dosya ile hiçbir ilgisi olmayan bir üst mahkeme 56
klasörü 15 dakikada inceleyip ‘Kaçma şüphesi’
nedeniyle yeniden tutuklama verdi.
Dosyayı
başından beri inceleyen ana mahkeme beni oybirliği ile tahliye
ediyor, üst mahkeme hemen ardından tutukluyor. Bunun tek nedeni
siyasidir.
★★★
Cezaevinde bir kitap yazdım. Adı ‘İÇ’. Tamamen gündem
dışı. Bir felsefe metni. Biraz tasavvuf, felsefe ve insan. Kitap
Cumhuriyet’in eksik kalan aydınlanma amacına
yöneliktir.
Sizden ricam köşenizde bu kitaba
yer vermenizdir. Martin Luther ‘Bize kalan düşmanlarımızın
gürültüsü değil dostlarımızın suskunluğudur’ der.
Bu kanunsuzluğa sessiz kalmayan herkese teşekkür
ederim.
Ancak ben teröre destek verdiğim,
çaldığım için değil, haksızlığa karşı susmadığım için
buradayım…”
Eren Erdem’e geçmiş olsun
dileklerimi iletiyor, kitabı için ellerine sağlık diyorum.