Sevgili okurlarım, Suudi Arabistan’ın
İstanbul Başkonsoloslu’ğunda gerçekleşen rezalet sadece Türkiye’nin
değil, bütün dünyanın ilgi alanında birinci sırada yer bulan konu
oldu.
Suudi Arabistan
bir hırsızlar ülkesidir.
Bütün yöneticiler hırsızdır.
Müslümanlık falan bunlar için hikâyedir. Mensup
oldukları Vahabi mezhebi tam bir
sapkınlıktır.
Bu heriflerin ülkesindeki bütün yöneticiler ahlaksızdır.
Rüşvetsiz iş yapmazlar. Rüşvetlerin en düşük
tarifesi milyonlarca dolardan açılır.
İnanmayan varsa o ülkede iş yapan iş adamlarımıza, ya da çalışan
işçilerimize sorsun.
★★★
Uygarlık, insan hakları, kadın erkek eşitliği, eleştiri
yapmak gibi kavramlara bu hırsızların
lügatinde asla yer yoktur.
Vallahi ağzını
açanın kafasını anında koparırlar.
Ya idam
edilir, ya içeriye tıkılır ve hiç kimsenin haberi
olmaz.
Allah iyi ki bunlara petrol vermiş! Yoksa o
çöllerde sürünüp duracaklar, bedevi yaşamlarını sonsuza dek aç ve
sefil sürdüreceklerdi.
Aslında petrol zengini bütün Arap ülkelerinde durum aynıdır.
Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri vesaire,
tamamı hırsızlar tarafından yönetilir.
Bu kralların, emirlerin ve şeyhlerin hesap
vereceği hiçbir makam asla yoktur.
Kendileri çalar,
kendileri yer, güçlü ülkelerin emir kulu olarak onların kucağında
otururlar.
Sorun bakalım o Katar şeyhine, 500 milyon
dolarlık gıcır gıcır uçağını hangi akla hizmet olsun
diye Türkiye’ye armağan etmiş!
Karşılığı nedir?