Sevgili okurlarım, ben ve gazetedeki bazı
arkadaşlarım, önümüzdeki cuma günü FETÖ zanlısı
olarak Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanacağız.
Hayatımızda ilk kez olarak Ağır Ceza’da sanık
kimliğimizle oturup kendimizi savunacağız.
Her şey duruşmalarda ortaya çıkacak.
SÖZCÜ ve FETÖ’cü olmak!
Ben ve FETÖ’cü olmak!..
Hazırlanan bu incitici iddianame inanılır gibi
değil. (Burada işin ayrıntılarına girmek istemiyorum.)
Bir tek tesellim var…
Kesin olarak bilin, bu iddialara yandaş medya yazarları
dahil Türkiye’de bir kişi bile inanmadı.
Ben
bu Fetullah olayını, karşımıza çıkan
büyük rezaleti taa 1999 yılında,
bundan 20
yıl önce Hürriyet Gazetesi’nde
yazmaya başladığımı söylesem, acaba ne dersiniz?
Şimdi size o yazılarımdan kısa birkaç
özet vereceğim.
Yazılarımın başlığı ve tarihleriyle birlikte…
★★★
“Sessiz ve Derinden Fetullah.” (20 Haziran
1999.)
“Bay Fetullah’ın önceki gece yayınlanan kasetleri çok
ilginçti. Bu adamın ve cemaatinin iki özelliği hemen göze
çarpıyordu. Devlette, özellikle mülkiye ve adliyede
kadrolaşma.
Her şeyin gizlice ve saman
altından su yürüterek yapılması, Fetullah takımının olmazsa olmaz
koşulları.
Fetullah piyasaya yeni çıkmadı.
Yıllardan beri ortalıkta dolanıyor. Elinde korkunç bir para gücü
var. Türkiye ve yurtdışında çok sayıda okul ve dershane açtı.
Adamın televizyon kanalları, dergileri ve gazeteleri
var…
Önemli olan bunların para kaynağını
ortaya çıkarmaktır.
Ama bu şahıs Amerika’da. (Birkaç ay önce kaçmıştı. E.Ç.)
Herhalde Türkiye’ye gelmeyecek…”