Sevgili okurlarım, Kemal
Bey’in Pazar günü uğradığı şu inanılmaz saldırı, Türkiye’nin ne
durumlara geldiğinin somut kanıtıdır.
Uzun yıllardan bu yana ülkemizi yönetenler toplumu bilerek ve
isteyerek gerdi…
Neredeyse birbirimize düşman olduk.
Karpuz gibi ikiye bölündük.
Bu sonu gelmeyen kavganın nedeni, başımızdaki iktidar.
Burada defalarca yazdım “Yapmayın, dikkatli olun, insanları
daha fazla germeyin” diye ama kim takar!
Güçlerini hep sertlikten almayı umdular.
Her konuyu iktidar gücünün verdiği şımarıklık ve
kibirle çözmeyi yeğlediler. Nasıl olsa
yargıyı ve medyayı da ellerine
geçirmişlerdi, bu iki gücü kullanarak akıl almaz işler yaptılar.
Tehditler savurdular, hakaretler ettiler.
Ağızlarını bozdular.
Seçim öncesinde CHP-İyi Parti arasında oluşturulan
Millet ittifakına bile “Zillet ittifakı” demekten
utanmadılar.
★★★
Temel gıdalarını artık hepimiz biliyoruz…
Toplumu germek, bölmek, kendilerine karşı olan bütün
kesimleri bu yolla yıldırmak ve sindirmek…
Şimdi bir
kez olsun şu yakın geçmişe bakınız. Bir gün birilerine, hele
kendilerinden olmayanlara dostluk eli
uzattıklarına tanık olduk mu!
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu valiliklere genelge
gönderiyordu:
“CHP il başkanlarının bundan böyle şehit cenazelerinde
protokol bölümünde oturması yasaktır. Onların gideceği bir adres
var. PKK mensuplarının cenazeleri var. Sandıkta beraberlerse
cenazede de beraber olacaklar.”
Pazar günkü saldırı
olayına boşuna gelmedi bu toplum…
Aynı İçişleri Bakanı dün yine CHP’yi suçladı!
★★★
Pazar günkü Çubuk saldırısına biz işte böyle
demeçler, böyle kışkırtmalarla geldik.
Beyni bu tür beyanlarla yıkanmış, AKP-MHP ikilisi
dışında herkesi düşman belleyen kesimler
boşuna oluşmadı.
İşin daha da acı yanı şehit cenazesinde
Kılıçdaroğlu yumruklanır ve taşlanırken, bire bir
tanık olduk.
Cenazede başta Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar
olmak üzere bazı hükümet üyeleri vardı.
Olmayan, ya da olduğu halde olayları önlemeye niyeti olmayan
güvenlik güçleri de vardı!
★★★