Sevgili okurlarım bugün bizim gazetede
Ali Ekber Ertürk’ün çok ilginç bir haberini
okuyacaksınız. Gülmek mi gerekir ağlamak mı, ona siz karar
vereceksiniz.
Bizim Ankara bürosunda görevli olan Ali Ekber
muhteşem bir muhabirdir. Çok önemli haberleri bulup çıkarır,
elinden uçanla kaçan kurtulur.
Dün sabah gazetede gündemi okurken onun bir haberi dikkatimi
çekti.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu,
boşanmayla ilgili bir fetva
yayınlamış. Okuyunca dudaklarım uçukladı.
Aynen şöyle:
Bir kimse, yüzüne karşı ‘Seni boşadım, benden boş ol’ gibi
boşanmayı ifade eden sözleri şifahi (sözlü) olarak söylemek
suretiyle eşini boşayabileceği gibi, bu sözleri telefon, mektup,
mesaj, internet ve faks yoluyla bildirerek de
boşayabilir.
Söz konusu iletişim vasıtalarıyla boşamak, sözlü olarak yüz
yüze boşamak gibi geçerlidir.
Ancak bu durumda kocanın, boşamış olduğunu inkâr etmemesi
gerekir.
Boşamanın yazılı olması halinde ise boşanan kimse
(yani kadın) yazının veya mesajın eşinden geldiğine emin
olmalıdır.
Bu durumda boşanma hükümleri, kadının mektubu okuduğu andan
itibaren başlar.
Fakat koca eşini daha önce gıyaben (kadının
yokluğunda) boşamış da bunu mektupla haber veriyorsa,
boşanmanın hükümleri kocanın boşadığı andan itibaren başlar. (İbn
Kudame el Muğni, X 505 vd. İbn Abidin Reddü-l muhtar
IV.)
Vay anasını sayın seyirciler!
* * *
Diyanet böylesine zırva bir
fetva çıkarmışsa, demek ki bu ülkede anayasa,
yasalar ve özellikle de Medeni Kanun rafa
kaldırılmıştır!
Sadece onlar değil, kadın haklarının, kadın erkek
eşitliğinin başına da aynı şey gelmiş demektir!
Bu haber dün elime geçtiğinde, yanımda bir arkadaşım vardı.
Okuyunca aramızda şu konuşma geçti:
“Sizin faksı kullanabilir miyim?”
“Bir şey mi geçeceksin?”
“Evet, iki satır yazı yazıp bizim hanıma ‘Boş ol’
diyeceğim!”