Sevgili okurlarım, cezaevlerinden sık sık
mektuplar alıyorum. Hepsi haksızlıklardan yakınıyor.
Bunların her birini ayrı ayrı yayınlamak mümkün olmuyor.
Dolayısıyla ancak bazılarını yazabiliyorum.
Aşağıda yer verdiğim mektubu okuyunca gerçekten duygulandım,
gözlerim yaşardı. Kendimi, eşimi ve herkesi onların yerine
koydum.
Mektubu gönderen Denizli cezaevinden yazan Dr. Tuncer
Şehirli.
Eşi böbrek
hastası…
Ve tutuklu doktor, çaresizlik içinde koğuşunda
kıvranıyor. Eşinin durumu ise daha da beter. Ölümle
pençeleşiyor.
O doktoru hiç
tanımam, dava
dosyasını okumadım,
suçunu bilemem.
Bunları
sadece ve sadece insancıl açıdan yazıyorum.
Şimdi o mektubu virgülüne bile dokunmadan sizlere aynen iletiyorum.
Okuyun ve kararı siz verin.
* * *
“Sayın Emin Çölaşan merhaba, işlerinizde başarılar
dilerim. Yazılarınızı ilgiyle okuyorum. Haksızlıklara yer vermeniz
beni bu mektubu yazmaya sevk etti.
Uşak 1966
doğumluyum. Evli ve iki çocuk babasıyım. Size bu mektubu Denizli T
tipi cezaevinden yazıyorum.
1990 yılında 9
Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirip Diyarbakır’ın Lice
ilçesinde mesleğe başladım. 1992 yılında İzmir’in Torbalı ilçesine
tayin oldum.
15 Haziran 2017 tarihine kadar
Torbalı’da çalıştım.
Bu tarihte FETÖ
suçlamasıyla tutuklandım.
Hayatımın hiçbir
döneminde terörle, örgütle, cemaatle bir ilgim olmamıştır. Ben bir
doktor olarak sadece hastalarımın iyiliğini ve sağlığını istedim.
Meslek hayatım onları iyileştirmek için çalışmakla
geçti.”