Sevgili okuyucularım, önümüzdeki günlerde,
haftalarda ve aylarda yeni anayasa-başkanlık
masalı ile uyutulmaya devam edeceğiz.
Aslında bu yeni anayasanın iktidar açısından bir tek amacı var:
Başkanlık sistemini ne pahasına olursa olsun getirmek,
Recep Tayyip Erdoğan’ı başkan seçtirip bütün devlet yetkilerini
onun ellerine teslim etmek.
Olacaklar şimdiden belli de, işin ayrıntılarını daha sonra hep
birlikte göreceğiz.
* * *
Karşımızda Meclis’te kelle sayısı açısından çoğunluğu olan,
ancak yine kelle sayısı olarak anayasayı Meclis’teki oylama ile
değiştirme gücüne sahip olmayan bir iktidar partisi ve onun
cumhurbaşkanı var.
Türkiye’de bir karambol yaratıldı, yeni anayasa-başkanlık
feryatları arşa yükseltildi ve sonuçta bu konuyu görüşmek üzere
Meclis’te dört partinin milletvekillerinden oluşan bir anayasa
uzlaşma komisyonu kuruldu.
Komisyona katılan üç muhalefet partisinin aklına bir gün
olsun AKP’ye bir çağrıda bulunmak
gelmedi:
“Beyler siz önce yeni anayasada neler istediğinizi,
başkanlık sisteminin nasıl olacağını, nasıl yürüyeceğini, başkanın
yetkilerini falan bir açıklayın bakalım… Böylece biz de komisyon
çalışmalarına konuyu bilerek gelelim. Bu değişikliği isteyen
sizsiniz ama suskun kalan yine sizsiniz. Biz komisyonda bilmece mi
çözeceğiz?..”
Bana sorarsanız üç parti de şu an itibarıyla (bilerek veya
bilmeyerek) AKP’nin tuzağına düşmüş
durumda.
* * *
Avukat Hasan Korkmazcan imam hatip
okulu mezunu, sağ görüşlü bir siyasetçi. Geçmişte Parlamenterler
Birliği Başkanı idi. Uzun yıllar Meclis Başkanvekili olarak görev
yaptı.
Şimdi Milli Anayasa Hareketi isimli kuruluşun başkanı.
Meclis’te Adalet Partisi, Demokratik
Parti ve Anavatan Partisi’nde
milletvekilliği yaptı.
Hasan Korkmazcan’ın bu yeni anayasa konusunda
yazılı bir açıklaması var. Çok sayıda siyasetçi, bilim adamı
ve gazeteciyi kapsayan Milli Anayasa Hareketi adına yapılan bu
açıklamanın her satırına katılıyorum.