Görüldü çünkü, bir ülke halkının bütünü adına çalışması gereken bir kamu kurumunun “tarafsızlık”, “saydamlık”, “dürüstlük”, “kamu yararını gözetmek”, “nezaket ve saygı”, “saygınlık ve güven”, “çıkar çatışmalarından kaçınmak” ilkelerini alaşağı ederek hatta yüzyıllık kurumsal itibarını bir çırpıda hoyratça harcayarak sistemi nasıl zedelediğine şahit olundu.
Net olarak şunu söylemek mümkün: 31 Mart seçimleri maalesef Cumhur İttifakı’nın ya da Millet İttifakı’nın kazandığı veya kaybettiği yerlerden ziyade Anadolu Ajansı’nın “dondurduğu veri akışı” ile hatırlanacak.
Anadolu Ajansı, tarihinde görülmemiş bir şekilde, sandıklar kapanır kapanmaz bir başka “kamu” kurumunun “seçim yasağı” kuralını tepeleyerek, büyük bir heyecan içinde veri akışı sağlaması da, sonrasında garip bir şekilde saatlerce veri akışını dondurması da akıllardan çıkmayacak.
O yüzden şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, seçimin kaybedeni Anadolu Ajansıdır.