Yargının dizi sektöründeki “tekelleşme” suçlamasıyla gözaltına aldığı, oradan suç tutturamayınca da 12 yıl önceki Gezi Parkı defterini yeniden açarak tutukladığı, 213 gündür cezaevinde ölüm kalım savaşı veren, yaşama tutunmaya çalışan Ayşe Barım cezaevinden devlete “yaşamak istiyorum” çağrısında bulundu.
“Yaşamak istiyorum” talebi sadece bir kadının, bir insanın kendi yaşamına tutunma isteği değil, aynı zamanda devletin başının yani bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vicdanına, merhametine yönelen bir çığlıktır.
Ve bu çığlık aynı zamanda “bizim devlet anlayışımızın öznesi insandır, insanlık onurudur, bizim devlet yönetimindeki pusulamız insanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesidir. Mülkün iki temeli adalet ve merhamettir, bizim medeniyetimiz merhamet medeniyetidir” diyen, dindar biri olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın merhamet, adalet ve vicdan sınavıdır.
Ayşe Barım “Bir ülkede halk bunalmış ellerini semaya açarak adalet çığlığı atar hale gelmişse oradaki yargı sisteminde bir sorun var demektir. Adaleti kaybettiğimizde her şeyimizi kaybedeceğimizi de bilmek zorundayız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Yaşamak istiyorum”...