ABD 1776’da kuruldu. Bu tarihten kabaca 87 yıl sonra, ülke 4 yıl
(1861-1865) süren büyük bir iç savaşa (Civil War) sürüklendi. Savaş
sırasında ABD’nin nüfusu 31 milyon dolayındaydı. Bu savaşta
milyonlarca insan yaralandı ve 2.4 milyon askerden 620 bini öldü.
Ölü sayısının nüfusa oranı % 2’dir. Savaşı sona erdiren Abraham
Lincoln, ABD’nin gelmiş geçmiş en büyük başkanı kabul edilir.
Başkan Lincoln, savaşın bittiği gün ABD’nin “kuruluş
felsefesini” anlatan bir konuşma yapmıştır. Bu tarihi
nutuk bir sayfadır ve şöyle biter: “Halkı, halk için
yöneten halk hükümetleri, yeryüzünden hiçbir zaman
silinmeyecektir”.
Bu ifade
“demokrasi”nin temel tanımıdır. Ülkemizde kısa bir
süre önce “meclis hükümeti” sisteminden
“başkanlık hükümeti” sistemine geçişin, ilk genel
seçimi yapıldı. Halkı, halk için yönetecek bir başkan seçildi. O da
hükümetini kurdu. BAŞKANIN İCRAATINDAN HALK
SORUMLUDUR “Halkın, halk için, halk tarafından
idare edilmesi” ilkesinin diğer hükümet kurma şekillerine
göre en büyük üstünlüğü, ister meclis ister başkanlık hükümeti
olsun, icraatından halkın sorumlu olmasıdır. Yönetim biliminde
“yetki devredilir, sorumluluk devredilemez” kuralı
vardır. Üst (burada seçmen oluyor), astına (yani seçilene)
“yönetim” yetkisini devreder. Kural gereği, ast
devraldığı yetkiye koşut bir sorumluluk da üstlenir. Ama astın da
sorumlu olması, ona yetki devreden üstü sorumsuz kılmaz.
Halkımız, başta ekonomi olmak üzere, ülkenin iç ve dış siyasetini
idare etme yetkisini Sayın Erdoğan’a vermiştir. Dolayısıyla
olacakların nihai sorumlusu ona bu yetkiyi veren halktır. Halk
mızıkçılık edemez. Başkan Erdoğan’ın, seçmenin %47.5’inden oy
almamış olması bu gerçeği değiştirmez.
Başkan Erdoğan, bir muamma değildir. Kimsenin acaba Başkan nasıl
bir ekonomi politikası izleyecek diye düşünmesine gerek yoktur.
Kendisi 2003’den...