Ülkemizde Güney Kore hayranı çoktur. Türkiye’de, Kore’nin
1950’li yıllarda Türkiye’den geri olduğu söylenir durur. Bu tespit
yanlıştır. Bir harp veya ekonomik kriz sonrası yapılan iktisadi ve
sosyal ölçümler ile ülkeler arası kıyaslama yapılamaz. Çünkü
anormal dönemlerin istatistiklerindeki gürültü seviyesi, gerçek
sinyalden yüksektir.
1950-1953 yılları arasında cereyan eden Kore savaşı, ülkenin
“Komünist Kuzey”, “Kapitalist Güney” olarak ikiye
bölünmesiyle sonuçlandı.
O tarihten sonra Amerika’nın kanatları altına giren gariban (?)
Güney Kore, adeta bir mucize yaratarak bugünün gelişmiş Kore’sine
dönüştü. Bu yazı, Güney Kore’nin iktisadi kalkınma modeli üzerine
değildir.
Ancak Güney Kore’nin çok uzun yıllar “diktatörler”
tarafından yönetildiğini söylemeden de geçmek istemiyorum.
Ayrıca dünya iktisadi kalkınma tarihinde, son 200 yıl içinde,
gelişmişlik sıralamasında bir üst kümeye geçebilen ülkelerin
hepsinin “cari işlem fazlası” vererek bunu
başardığını da eklemeliyim. KORE’DE DİNSEL DEĞİŞİM
Güney Kore’nin, kalkınmaya geri kalmışlıktan başlamamış olsa bile,
bugün dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri haline gelmiş olması
çok önemlidir.
Koreliler, diğer Pasifik ülke halkları gibi Budist olarak
bilinirdi. Yerküresinin bu bölgesinde ayrıca Taoizm, Şintoizm,
Konfüçyanizm ve benzeri “dinler” de insan
davranışları üzerinde etkili olmuştur.
İstatistiklere göre 1950’de nüfusunun % 8’i Hristiyan olarak
kayıtlara geçen Kore’de, halkın ekseriyeti Budist’ti. Bugün
Hristiyanların oranı % 29’a ulaşmış, “Budist’im”
diyenler, % 20’nin altına düşmüştür.
Daha da önemlisi, Korelilerin yarısından fazlasının, Çin’de olduğu
gibi, hiçbir dine bağlı olmadığını beyan etmesidir.
DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE DİNSEL DEĞİŞİM İlerleyen
toplumlarda “Örgütlü Din” (Organized Religion)
geri giderken Türkiye’de ileri mi gidiyor? A...