Öncü, önde giden gibi algılanır. Türkçemizdeki Öncü kavramı gibi Batı dillerindeki İngilizce Vanguard, Almanca Vorhut ve Fransızca Avantgarde kavramlarının kökü de askerliktedir. Zaten strateji alanındaki kavramların çoğu askerlik kökenlidir.
ÖNCÜ
Siyasette öncü, bir sınıfın, bir halkın örgütlü aydın kesimidir.
Sınıfın ileri kesimleri de denebilir. Burdaki ileri, öncelikle
ileriyi görendir, ileriyi görebilmek için örgütlü ortak akla sahip
olandır ve eylemde de halka örnek olabilecek ileri pratiğe
girendir. Örneğin Namık Kemallerin kurduğu Vatan cemiyetlerinde
Talat Paşaların İttihat ve Terakki cemiyetlerinde örgütlenen ve
hürriyet mücadelesi verenler, bizim 19. Yüzyıldaki ve 20. Yüzyıl
başındaki öncülerimizdir. Mustafa Kemal Paşa’nın Müdafaai Hukuk
Cemiyeti’nde örgütlenenler, Kuvvai Milliye’ye katılanlar, bizim
İstiklal Savaşımızdaki ve Cumhuriyetin kuruluşundaki
öncülerimizdir.
ÖNCÜLER YENİDEN TARİH SAHNESİNDE
Öncü tanımını niçin hatırlatıyoruz. Çünkü öncülerin yeniden tarih
sahnesine çıkacağı bir döneme girdik.
Pazarda biber ve soğan kaç liraya? Bu soruya pazara giden veya
pazara gidenlerden bilgi alan herkes yanıt verebiliyor.
‘Patlıcan ve domatesi yarın kaça alacağız’ sorusuna ise yarınları
görenler yanıt verebiliyor. Ancak Türkiye’nin önünde soğan ve
sarımsak fiyatlarından daha önemli olaylar var. Örneğin ABD 6.
Filosu, Doğu Akdeniz’de Türk Donanmasıyla savaş senaryoları
oynuyor. ABD ve İsrail tatbikatları birbirini izliyor. Acaba bu
tatbikatlar, seçmenin oylarını ne ölçülerde etkiliyor? Anketlerde
bu sorunun yanıtını bulabiliyor muyuz? Bugün bulamıyoruz ama hayat
öğretecektir.
Şu fabrika iflaslarını seyrederek, ekmek teknelerinin yıkılışına
aval aval bakarak nice yaşayabiliriz? Bu sorunun yanıtı da manavın
etiketinde değil, fakat öncünün göz mesafesindedir.
TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR
Türkiye nereye gidiyor: Önümüzdeki soru budur. Ama daha önemlisi,
bu soruya Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti olarak
vereceğimiz yanıtı bilmek ve gereğini yapmaktır. Bilmek yetmiyor.
Bildiğimizi gösteren eyleme yapmak deniyor. İşte öncülerin rolü
burada başlıyor. Bir toplum, evvelâ öncüleriyle görür. Bu açıdan
öncü, bir toplumun gözleri gibidir.
Görmek, bir eylemin başlangıcıdır. Önümüzde bir çukur var,
gözlerimizden bilgi alan beynimiz, bize ‘üzerinden atla’ der ya da
‘çevresinden dolaş’ ya da ‘çukuru doldur’.
ÖNÜMÜZE BAKALIM
Önümüze bakalım: Borç batağı ağırlaşıyor.
ABD’nin merkezinde bulunduğu Atlantik sistemi, bize borç batağında
boğulmayı vaat ediyor. Bakın burada patlıcan ve soğanın adı bile
geçmiyor. Ama patlıcan ve soğanın kendisi, borç batağının
içindedir.
Başımızı biraz daha kaldırarak önümüze bakalım. Hem içimize ve hem
de çevremize bakalım. Denizde, karada ve havada, hangi alâmetler
gözüküyor: Yine ABD merkezli Atlantik sisteminin dayatmaları,
kışkırtmaları, tatbikatları ve iç cephedeki tehditleriyle cephe
cepheye gelmiş bulunuyoruz.
Bu koşullarda artık gözlerimizi manav etiketlerinden kaldıralım,
Akdeniz ve Karadeniz’in ufuklarına çevirelim.
NE YAPMALI
Ufuklara bakıyoruz: Yumuşak bir hava, sakin bir ortam gözükmüyor.
Türkiye, çalkantılı bir döneme girmektedir, fırtınalar ufuktadır.
Bu gerçekleri birbirimizden gizleyerek bir çözüm bulamayız.
Önce neler olmayacağını saptayalım:
Türkiye borç batağında boğulmayacaktır! Çözüm var!
Türkiye, kesinlikle parçalanmayacaktır! Çözüm var!
Neler olacağını da saptayalım:
Türkiye, Üretim Devrimiyle ve Vatan Bütünlüğü için kararlı
mücadeleyle çıkacağı bir sürece girmiştir. Büyük Çözüm, Büyük
Karar, Türkiye’nin gündemindedir. Tarih yapacağımız bir dönem var
önümüzde.
31 Mart günü çöp toplamak, kaldırım yapmak için oy
vermeyeceğiz.
Ufuklara bakarak sandığa gideceğimiz bir seçimdir bu.
Yarına yönelik bir adım atmak, yarına bir hazırlık yapmak, öncünün
sorumluluğu ve görevidir. Halk, öncüye bakarak başını kaldıracak ve
yarınları düşünecektir.