TÜRLER arası etkileşimin yenilikler doğurduğunu biliriz.
NOTOS dergisinin son sayısında da ilgimi çeken bir dosya
yayımlandı:
“Edebiyattan Müziğe Müzikten Edebiyata Yol Gizli Gizli”.
Altta bir açıklama notu: “Bu sayıyı Derya Bengi hazırladı”.
Notos, hemen hemen her sayısında bir kişiye bir dosya hazırlatıyor,
ona gerek konu gerek kişiler konusunda müdahale etmiyor.
Edebiyattan müziğe uzayan yolda ilerledikçe, ikisinin de zaman
zaman bir bütünleşmeye vardığını görürsünüz.
Şairlerin, yazarların yapıtlarından seçmeleri seslendiren
sanatçılar var.
Bir gün Edip Cansever’in şiirlerinin çağrıştırdığı şarkıları Güzin
Değişmez’den dinlemiştim.
Derya Bengi’nin Akhilleus Çalgısını Çalar İnceden yazısı, bu
ilişkinin çeşitlemesine değiniyor:
“Müzik sevdalısı iki büyük edebiyatçıdan Ahmet Hamdi Tanpınar bir
söyleşisinde, ‘Bütün sanatlar musikinin peşinde. Ve hatta bu yüzden
tabiatlarını inkâra kadar gidiyorlar’ derken, Virginia Woolf
mektuplarında, ‘Kitaplarımı yazmadan önce onları daima müzik olarak
düşünürüm’ diye yazar ve müziğin edebiyata kıyasla gerçekliğe daha
yakın olduğunu öne sürer.”
Bengi, müzik/edebiyat/edebiyatçı bağlantısının durumunu, derecesini
çeşitli edebiyatçıların durumunu inceleyerek bir grafik
çıkarıyor.
Peki müziksiz yazarlar yok mu?
Yazar bunların en tanınmışlarının Kafka ve Nabokov olduğunu
söylüyor.
Ünlü romanlardan sinemaya aktarılanların da müzikleri üzerine
düşündürüyor yazar bizi.
Bob Dylan, Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmıştı.
Armağan Ekici’nin, ‘Çok Sıkı Bir Yağmur Yağdı
Yağacak&rsquo...