Midhat Cemal Kuntay, 1909’dan itibaren dönemin tanınmış yazarlarına, edebi kimliklerini kendilerinden öğrenmek amacıyla birer anket formu gönderir. İşte o yazarların cevapları şimdi bir kitap oldu.
Edebiyatçılarla yapılan söyleşilerin en önemli özelliği,
yanıtlardan esere doğru yeni yolculuklar yapma imkânı vermesidir.
Yeni bir kitap çıktığında edebiyatçılara hemen sorular yöneltilir,
yanıtları okura iletilir.
Handan İnci’nin hazırladığı kitap, bize tanınmış yazarların
dünyasına açılan yeni kapılar aralıyor. Geçmişten bugüne aktarılan
bilgiler, bir yazar tipinin çizilmesi konusunda da ipuçları
veriyor.
Kitabın kapağını okuyalım: Tahkikat-ı Edebiye - İlk Edebiyat
Anketi: Midhat Cemal Kuntay Soruyor, Devrin Yazarları Cevaplıyor
(Everest Yayınları, Keşif Dizisi).
Kuntay’la tanıştım
Midhat Cemal Kuntay’la tanıştım. Lisede ‘Namık Kemal Günü’
düzenlemiştik; ben onun bütün eserlerini okuyarak, annemin
aracılığıyla, noterlik yaptığı mekâna gittim. Namık Kemal
kitaplarını okumuştum. Aksaray Halkevi’nde yapılan güne gelmiş,
konuşmamı da dinlemişti.
Handan İnci, ‘Sunuş’ta kitabın özelliğini yazmış: “Türk
edebiyatında yazara yöneltilmiş sorulardan oluşan
anket/soruşturma/röportaj türü çalışmaların ilk örneği olarak Ruşen
Eşref Ünaydın’ın 1918’de yayımladığı ‘Diyorlar ki’ kitabı
gösteriliyor. Oysa ondan çok daha önce yola çıkan biri var. Midhat
Cemal Kuntay, 1909’dan itibaren dönemin tanınmış yazarlarına edebî
kimliklerini kendilerinden öğrenmek amacıyla birer anket formu
gönderir. Ancak her nedense yayımlamak için 1919’a kadar
bekler.”
İnci, daha sonraki satırlarda ‘nedense’yi açıklıyor. Aynı odada
görev yaptığı Prof. Dr. Abdullah Uçman’a gönderilen Rıza Tevfik
Bölükbaşı terekesinde, anket sorularının listesi çıkar. Biz de
kitabını hazırlarken, Celâl Sılay’...