Deniz Sipahi Hürriyet Gazetesi

Seçim takvimini erkene çekmeliyiz

TOPLUMUN her kesimiyle konuşuyoruz. İşimiz bu; gazeteciyiz. Nabzı tutmak zorundayız. Bize çok da soru soruluyor. “Kim olur, kim olmaz?” elbette en fazla sorulan şey... Ben de hep Demirel’in o meşhur sözünü...

09 Kasım 2018 | 6.456 okunma

TOPLUMUN her kesimiyle konuşuyoruz.


İşimiz bu; gazeteciyiz.
Nabzı tutmak zorundayız.
Bize çok da soru soruluyor. “Kim olur, kim olmaz?” elbette en fazla sorulan şey...
Ben de hep Demirel’in o meşhur sözünü hatırlatıyorum.
“Türkiye’de siyaset için 24 saat bile çok uzundur...”
Gerçekten de yaşadığımız ve tanıklık ettiğimiz olaylar öylesine fazla ki...
Onlarca ismin konuşulduğu bir yerde, son dakikada hiç beklenmeyen, hiç düşünülmeyen bir ismin çıktığını çok gördük.
Bazen de ilk akla gelen isim olur çıkar...
O koşuşturmaca, o kulisler, o lobi çalışmaları geçer gider.
Emin olun yine böyle olacak.
Ya ilk akla gelen olacak ya da hiç beklenmeyen...
O yüzden ben hep şunu öneriyorum.
Yüksek Seçim Kurulu takvimini öne çekmeli...
En azından 6 ay önce adaylar netleşmeli.
Sonrasında da adayların söylediklerini, vaat ettiklerini konuşalım.
Biz şimdi tam tersini yapıyoruz.
Ne yapacaklarından ve nasıl yapacaklarından daha çok; kimlerin aday olacaklarını tartışıyoruz.
Bu böyle olmamalı...
Hem demokrasimizi güçlendirmemiz için, hem siyaseti yenileyebilmemiz ve daha kaliteli hale getirmemiz için adaylık süreçlerine yeni bir standart getirmeliyiz.
Aksi halde bu parti teşkilatlarına zarar verdiği gibi vatandaşın beklentilerini de karşılayamıyor.
Şimdi ne olacak...
Partiler birbirlerini izleyip takip edecek, kollayacak, Yüksek Seçim Kurulu’nun belirlediği takvime göre bir strateji izleyecekler.
Sonra da apar topar seçimlere gideceğiz.
Bazılarımız adayların hayallerini öğrenecek, bazılarımız ise bilmeden, duymadan, konuşmadan, tartışmadan sandığa gideceğiz.
Özetle...
Takvim en az 6 ay öncesine çekilmelidir.


Seçim barometresi

ÖYLEDİR; her gün bir başka isim öne çıkar.
Konuşulan isimleri tekrarlıyorum.
***
CHP’de...
Tunç Soyer, Abdül Batur, Murat Bakan, Tuncay Özkan, Kamil Okyay Sındır, Hüseyin Mutlu Akpınar, Mehmet Ali Susam, Hasan Karabağ, Mehmet Ali Çalkaya...
Ve Cevat Durak...
Ve Alaattin Yüksel...
Soyer, Batur, Yüksel epey konuşuluyor.
Susam’ı da unutmayın diye ekliyorlar.
***
AK Parti’de...
Mahmut Özgener, Nükhet Hotar, Necdet Budak, Selim Gökdemir, Aydın Şengül...
Ve Hamza Dağ ve Atilla Kaya...
Ama uzun bir süreden sonra ilk defa Özgener kadar, hatta Özgener’den çok Süleyman Soylu’nun ismi telaffuz edilmeye başlandı.


Nasıl Ronaldo olunur?

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Alaçatı’nın öze dönmesine gerçekten ihtiyaç var 30 Nisan 2024 | 40 Okunma Planlama anlamında anayasa yapacağız 27 Nisan 2024 | 46 Okunma Özlem Çerçioğlu’ndan yeni başkanlara öneriler 26 Nisan 2024 | 278 Okunma Ben bu mesajlardan memnunum 23 Nisan 2024 | 88 Okunma Turizmin yeniden yorumlandığı ilginç farklı bir dönemdeyiz 20 Nisan 2024 | 95 Okunma