OSMAN Müftüoğlu hoca bile son günlerdeki vaka artışından endişeliyse ve “Ben bile kaygılıyım” diyorsa, durup bir kez daha düşünmek gerekir.
Türkiye ilk dalgayı iyi yöneten ülkelerden biri oldu.
Bunda sağlık sistemimizin güçlü oluşu kadar insanların kurallara
uyarak kendilerini karantinaya almalarının da etkisi
oldu.
Ancak yazla birlikte her şey unutuldu.
İşin kötüsü virüsle ilgili kaygılar da ortadan kalktı.
Ve bugünlere geldik.
Vaka sayısı günlük 3 binin üzerinde...
Test olmayıp dışarıda elini kolunu sallayan insanlarla birlikte bu
rakamı en az 8 ile çarpmamız gerektiğini söylüyor uzmanlar...
Bazı insanlar bu artışa rağmen rahat hareket ediyor; bunu vakalara
rağmen ölüm oranlarının düşük kalmasına bağlıyorlar. Ölüm oranları
düşmüş olabilir. Ama koronavirüse yakalanmanın tek kötü sonucu ölüm
değil. Zayıflatıcı semptomlar aylarca sürebiliyor ve bazı doktorlar
bunların kalıcı sakatlığa yol açabileceğinden endişe ediyor. Ayrıca
daha düşük ölüm oranları, vaka sayıları arttıkça ülke genelinde
sürdürülmesi zor olacak yüksek bir bakım standardı da
gerektiriyor.
O yüzden durum düşündüğümüzden daha endişe verici bir boyut
kazanmış durumda.
Pandemide beni şaşırtan performanslardan birini Yunanistan
gösterdi.
Onlar da bizim gibi sokaklarda yaşamayı sever, turizmde
iddialıdırlar.