Bazen sessiz çoğunluğun sesini dile getirebilirler.
Bazen o sessiz çoğunluğu harekete geçirebilirler.
Bazen de toplumsal bir hareketin öncüsü olabilirler, ilk adımı
atabilirler.
O yüzden Haluk Levent’in Ayvalık için önerdiği kampanyayı
destekliyorum.
Ne diyor Haluk Levent...
“Belirleyeceğimiz tarihte bizimle beraber fidan dikmeye var
mısınız?”
Şeytan Sofrası’nın bir Cennet Koyu vardır.
İşte o koyun bir bölümü yandı geçenlerde, bizim de içimiz
yandı.
Tıpkı Gümüldür Özdere’de bir süre önce yanan çam ormanları
gibi...
Çocukluğumuzda, gençliğimizde gözümüz gibi baktığımız, bakmaya
doyamadığımız o ormanlar yanıp kül olmuştu.
Her fırsatta söylüyorum; gidin bakın oralara...
Gidip bakın da bir küçük ihmalin nasıl büyük sonuçlar doğurduğunu
görün.
Her seferinde aynı ikazları, uyarıları yapıyoruz ama ne
değişiyor.
Haluk Levent’in şarkılarını seven de vardır, beğenmeyen de...
Politik bulanlar da olduğunu biliyorum.
Olabilir...
Ben sanatçı duyarlılığı yönüyle ilgileniyorum, yaptığı son çağrıyı
değerlendiriyor.
Ve diyorum ki...
Sadece Ayvalık için değil, yanan bütün ormanlarımız için
kampanyalar yapalım.
Ve fidanlarımızı alıp buralara dikelim.
Sporda herkes düşeni yapmalı
İlginç bir şey oldu.
“Spordaki şiddeti önleyin” derken; Eskişehirspor - Göztepe maçıyla
ilgili yapılan soruşturma kapsamında haklarında yakalama kararı
bulunan 72 kişiden 55’i gözaltına alındı.
Kararı veren Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı...
Antalya Emniyet Müdürlüğü tribün görüntülerini tek tek incelemiş,
savcılığın yakında operasyonu genişleteceği de söyleniyor.
İlginç olan şu...
Şüpheli “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak”, “Tehlikeli maddeleri
izinsiz bulundurmak”, “kamu malına zarar vermek”ten suçlanıyor.
Yani örgüt kurmak da suçlar arasında...
Böyle olunca dava da değişiyor, süreç de...
Eğer bir suç varsa, ortaya çıkacak sonuç da değişecek.
İş yargının işi, takip edip göreceğiz.
Üç konuya dikkat çekmek istiyorum.
Birincisi spordaki şiddet önlenmeli...
İkincisi eğer ortada bir suç varsa, bunun tek taraflı olmadığını da
unutmamak gerekir. O maçta sahaya atılan meşalelerin ve yabancı
maddelerin nasıl güvenlik kontrolünden geçtiğini göz ardı etmemek
gerekir.
Üçüncüsü ise taraftara düşen... Gönül verdiklerini takımın zarar
görmemesi yine taraftara bağlı... Göztepe uzun bir aradan sonra
Süper Lig’e çıktı ama ilk maçını seyircisiz oynadı. İkinci iç saha
maçını da seyircisiz oynayacak. Nedeni kendini bilmez bir grubun
verdiği zarar... Taraftar bilinçlenmek zorunda...
Devlet önlemlerini alacak, taraftar da üzerine düşeni yapacak.
Takımlarımızı yönetenler de tansiyonu düşürmek zorundalar…
Bu maç için Eskişehir ve Göztepe taraftarı örgüt kurmuş mudur, bu
da dediğim gibi yargının meselesidir.
Göztepeliler tepkili
Güzelyalı Sahili’nde Göztepeliler pankart asmışlar.
“Örgüt değil Göztepeliyiz...”
Ben de öyle düşünüyorum.
Göztepe ve Eskişehir spor takımları bir örgüt olamaz.
Olsa olsa Türkiye’nin önemli iki takımının gönüllü ordusu olur,
taraftarı olur, destekleyicileri olur.
Eskişehir ve Göztepe taraftarına düşen bunu kanıtlamaktır.
Kardeş kulüp olabilirler