Çünkü, film endüstrisi bir ülkenin sanayisi kadar önemlidir
bence...
Ve görüyorsunuz Türk dizilerini, filmlerini ihraç eder hale
geldi.
Bakmayın siz o siyasetin meydanlardaki diline, bakmayın siyasetin
dört duvar arasındaki ince diplomasisine, hayatın gerçekleri bize
başka şeyler de söylüyor.
Ayla filmi Oscar’a aday olamamış, dert etmeyin.
Bir gün o da olur, Oscar kazanan filmlerimiz de olur.
Çünkü iyi senaristlerimiz var, iyi yönetmenlerimiz var, iyi
oyuncularımız var.
Geçmişte bütçeden, sponsorlardan yakınan prodüksiyon ekipleri şimdi
daha geniş kaynaklarla çalışıyorlar.
Ben film endüstrimizi büyük bir keyifle izliyorum.
***
Bir tezimi daha tekrar etmek istiyorum.
Türkiye’nin her yeri film endüstrisi için doğal bir platodur.
Bunu İtalyanlar yıllarca çok iyi kullandı.
Filmlerde İtalyan şehirlerine aşık olduk.
Gördüğümüz restoranlara gitmek istedik.
İzlediğimiz salonlarda konsere gittik.
Bu filmler sayesinde oldu.
Türkiye’de de böyle bir fırsat var.
Hele Ege’nin her yeri doğal platodur.
Al kamerayı, istediğin yere git...
Yer mi istiyorsun?
Çeşme, Foça, Seferihisar... Neresini istersen...
Bodrum, Marmaris, Fethiye...
İstersen köylere dal, istersen doğada gezin...
Ege’nin her yeri doğal film platosudur.
Ve mutlaka turizmin tanıtılması için bu kullanılmalıdır.
Arkadaş sen aşk nedir bilir misin? SANA
anlatayım.
Sevdiğin kişinin bir dakika bile yanından ayrılmasını
istemezsin.
Uyurken bile onu görürsün, onu hissedersin.
Sesini duymak için telefonunun çalmasını beklersin.
Onunla buluşacağın için dakikaları sayarsın, saatlerin bir çırpıda
geçmesini isters...