Cumhurbaşkanı adayları arasındaki köprü atışması boşuna
değil.
Yatırım tutarlarının büyüklüğü kadar, yapıp işleten şirketlere,
devletçe sağlanmış garantiler ve süreleri nedeniyle, köprülerin
daha çok uzun yıllar memleketin gündeminde olacağını not
düşelim.
Ve hatırlayalım: Yap-İşlet-Devret (YİD) yöntemiyle yaptırılan
köprülerin AKP için taşıdığı ilk anlam siyasi ömrü uzatmaya hizmet
etmesiydi.
Aralarında şehir hastanelerinin de yer aldığı bütün Kamu- Özel
İşbirliği (KÖİ) projeleri gibi, köprüler de “Milletin cebinden beş
kuruş çıkmıyor” propagandasıyla sunuldu.
Ne zaman ki YİD sözleşmelerinin dolar/Avro üzerinden bağıtlandığı,
devletçe araç trafik garantisi verildiği, kredi borcu ödenemezse
Hazine’nin bunları üstleneceği, “geçsen de geçmesen de” döviz
üzerinden belirlenmiş fiyatların ödeneceği biraz olsun ortaya
çıktı; işin rengi biraz değişti. 400 milyon TL sermaye
artırımı
Başlıkta yer alan “kazandırıyor” ifadesi köprüyü kullanan araç
sahiplerini, yani vatandaşı değil şirketi ilgilendiriyor.
Osmangazi Köprüsü’nü gerçekleştiren inşaat şirketlerinin ortak
kurduğu Otoyol Yatırım ve İşletme AŞ’yi kastediyorum. Otoyol
Yatırım ve İşletme AŞ, İzmit Körfez Geçişi ve bağlantı yolları
dahil YİD yöntemiyle yapılıp işletilmek üzere, ihalenin ardından
2010’da kuruldu.
(Bütün Kamu Özel İşbirliği projelerinde, YİD sözleşmeleri için
“görevli şirket” kurulması gerekiyor.)
Nurol İnşaat, Özaltın İnşaat, Makyol Astaldi ve Göçay şirketlerinin
bir araya gelerek kurduğu şirket aradan geçen sekiz yıl içinde
önemli mesafe aldı. Bunu da ben değil, Ticaret Sicil kayıtları
söylüyor.
Kayıtlara...