24 Haziran sonrası, siyasi bir heyet olmaktan çıkan ve “kurulu”
tamlamasıyla yan yana anılamayan bakanlar, yenilendi malum.
Özellikle ilk kez bakan olan isimler, kendilerini ve kurumlarını
anlatmaları gerektiğinde, hissedilir bir terminolojik sıkıntı
yaşıyor. Ne kadar ağır bir tablo devralmış olurlarsa olsunlar,
hedefe koyacakları, “enkaz devraldık” diyecekleri bir eski hükümet
olmadığı için gördükleri aksaklıkları toplum önünde
eleştiremiyorlar.
Sanki karşılaştıkları tabloyu kendilerinin de siyaseten ortak
oldukları hareket değil de “miki”ler yapmış gibi asıl meseleyi pas
geçerek konuşuyorlar.
*** Hazine ve Maliye Bakanı
Berat Albayrak’ın “yeni plan” sunumundan sonra, bu
olguya dair ikinci örneğe Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat
Kurum’un açıklamasında tanık olduk.
Murat Kurum, adı sektörde “büyük memnuniyetle” karşılanan
bakanlardan biri. Önceki görevi, bakanlığı ile ilgili Emlak Konut
Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) Genel Müdürlüğü olan Kurum,
diğer yeni bazı bakanların aksine bürokrasiden geliyor.
Bakan Kurum’un Hürriyet’te Gülistan Alagöz imzalı
haberinde okuduğumuz açıklamaları memleket meseleleriyle ilgisi
olanları şaşırtmayacak gibi değil.
“Her önüne gelenin müteahhit olamayacağı” ana fikrine dayalı habere
göre, bundan böyle müteahhitlik firmalar, mali yeterliliği,
tecrübesi ve iş bitirme yeterliğine göre sınıflandırılacakmış.
Bakan Murat Kurum şöyle diyor:
“Bir firma ruhsata başvurunca bakacağız, bu işin üstesinden gelir
mi, gelemez mi? Ona göre süreci yöneteceğiz. Kentsel dönüşüm yasası
olan 6306 sayılı yasa ya da 3194 sayılı imar kanunda gerekli
düzenlemeler devrey...