Bütçe kaynaklarının doğru kullanılmadığıyla
ilgili bir sorunu, aralıklarla dile getiriyorum.
Olağanüstü dönemlerde başvurulması gereken bir
ihale yöntemi, rutin bir yola dönüşmüş. Karayolları Genel Müdürlüğü
(KGM) deprem, sel gibi doğal afet ya da öngörülemez acil durumlarda
başvurulması gereken “davetli ihale” yöntemini, neredeyse
tek yol olarak benimsemiş durumda.
Kamu İhale Kanunu’nun (KİK) 21/b maddesi. Bu
madde uygulandığında KGM; açık, rekabete dayalı ihale yapmak
yerine, “belli firmaları” seçip, çağırıp pazarlık
yöntemiyle karayolu yaptırıyor.
Bu ihaleleri; tutarları, proje adı ve kazanan
firmalarıyla son yazılarımda örnekledim. “3. Havalimanı”nı
yapan firmalarda dönem dönem yoğunlaşma olduğunda
aktardım.
***
Büyük bölümü KGM projeleri olmak üzere, 3.
havalimanı şirketlerine “pazarlık” usulüyle verilen
işlerin toplamının 2.5 milyar TL’ye ulaştığını, bu tutarın yarıdan
fazlasını ise (1.4 milyar TL’si) Cengiz İnşaat’a ihale edilen
işlerin oluşturduğunu da yazdım. Yalanlama gelmeyen bu yazılarda şu
soruları sordum:
- Olağanüstü durumların yöntemi olan 21/b
yönteminde ısrarın özel bir nedeni mi var?
- Deprem, afet, öngörülemez hallerde uygulanan
davet yöntemi, kötüye kullanılmadan serbest rekabet ortamında
normal ihale yapılsa, İGA şirketleri ve en çok da Cengiz İnşaat bu
büyüklükteki yol ihalelerini alabilir miydi?
***
Gelelim bugüne.
Adalet Yürüyüşü’nde dokuzuncu güne giren CHP
Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na salı günü
Çamlıdere’deki grup toplantısının ardından selam verdiğimde, önemli
bir haber paylaştı. Ben de sizinle. Kılıçdaroğlu, “yazılarım
üzerine” davet yöntemli ihaleler konusunda TBMM’de gensoru
hazırlıkları yaptıklarını açıkladı.