Uluslararası Para Fonu (IMF), -bir kredi anlaşması olsun
olmasınher yıl üye ülkelerin ekonomisini gözden geçirip raporlar
hazırlar.
“4. madde” başlığıyla anılan bu denetim için, bir IMF heyeti
Türkiye’ye gelerek 20 Ocak-1 Şubat tarihleri arasında bir dizi
görüşme yaptı. IMF yönetimine sunulacak asıl raporun ön bulguları,
4 Şubat 2016 tarihli açıklamayla IMF sitesinde yayımlandı.
Fakat her ne hikmetse(!) o bulgular bizim medyada fazla ilgi
görmedi.
Türkiye için bu yıl yüzde 3.5-4 aralığında büyüme beklentisi,
enflasyonun artacağı ve yüzde 5 hedefi için daha sıkı bir para
politikası duruşu gerektiği gibi görece “yumuşak” ve olumlu
sayılabilecek başlıklar öne çıkarıldı.
Oysa 15 maddelik açıklamanın tamamına bakıldığında, yaşamsal önem
içeren bazı konuların gözden kaçtığı ya da kaçırıldığı ortaya
çıkıyor.
Atlanan “başlıkların” en çarpıcısı da Hazine garantili projelerle
ilgili 7. madde.
Özel sektör riskli: IMF, Türkiye’ye güçlü bir kamu sektörü bütçe
politikası uygulanmasını öneriyor. Güçlü bütçenin, “olası şoklara
karşı ek alan” yaratacağını belirten IMF; bu tavsiyeyi, “Özel
sektör tabloları son yıllarda daha gergin bir hal aldı”
gerekçesiyle açıklıyor.
“Alarm” diyebileceğimiz uyarı ise hemen peşinden geliyor:
Hazine garantileri ile kısaca PPP olarak anılan Kamu Özel Sektör
İşbirliği projelerindeki “koşullu yükümlülük” kullanımının,
“sıkıntılı bir zamanda” realize olarak Hazine’yi zor durumda
bırakabileceği uyarısında bulunuyor IMF.
Denetleyin, ‘Mali Risk Raporu’ açıklayın: IMF, uyarıyla
yetinmiyor.
Hazine garantisi ve “koşullu yükümlülükler”in artış eğilimi
nedeniyle, hükümete, merkezi ve sık bir “gözetim, denetim, onay”
mekanizması öneriyor. Ve, Hazine garantisiyle altyapı projesi
üstlenmiş firmalarla ilgili yapılacak denetimlerin ardından,
sonuçların da “Mali Risk Raporu” biçiminde kamuoyuna açıklanması
tavsiyesinde bulunuyor.
Bir not: IMF ile halihazırda bir kredi ilişkimiz olmadığı için 7.
maddedeki bu ifadeler, nazik bir dile kaleme alınmış. Fakat tavsiye
edilen tedbire bakıldığında, nazik ifadeler gerçeği örtmeye
yetmiyor: Anlaşılan o ki IMF, yakın gelecekteki bir “olası ekonomik
şok” durumunda, Türk Hazinesi’nin karşı karşıya kalacağı “garanti
yükü”nden epeyce kaygı duyuyor.
***
Bu köşeyi izleyenler bilir. Bir dönem sık işledik.
Adı Hazine garantisi olmasa da yaklaşık iki yıl önce çıkarılan
“Borç Üstlenim Yönetmeliği” ile asgari maliyeti 1 milyar TL olan
Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli projeler ile Sağlık ve Milli Eğitim
bakanlıklarınca yaptırılan ve asgari tutarı 500 milyon TL olan
Yap-Kirala-Devret modeliyle yaptırılan projeler fiilen garanti
kapsamına alınmıştı.
“Borç üstlenim” kapsamına alınan projeler Resmi Gazete’de
yayımlanmıyor. O nedenle halkın sırtına binen yük tam olarak
açıklanmasa da bir hesaba göre 100 milyar dolar civarında olduğu
belirtiliyor.
Dolayısıyla IMF’nin, YİD ve PPP projeleri için önerdiği “kapsamlı
bakış” ve mali raporlama, sandığımızdan çok daha kritik önem
taşıyor.