Değerli okurlar arasında sürekli izleyenler biliyor.
Kamu İhale Kanunu’nda (KİK) yer alan “davetli ihale” yöntemine belli aralıklarla değiniyorum. Bu yöntemin Karayolları Genel Müdürlüğü’nce (KGM) kötüye, kamu çıkarları aleyhine kullanıldığını belgeleriyle aktarıyorum.
“Davetli ihale”, yasadaki madde
numarası nedeniyle,
piyasada “21/b” olarak
anılıyor.
Bu yöntemde ihale edilmiyor. Nerede kaç liralık
nasıl bir iş yapılacağını herkes göremiyor.
Fiyatlar yarışamıyor.
Son birkaç yıldır Türkiye’nin dört bir
yanındaki onlarca “duble
yol” projesi 21/b ile verildi, Bugünkü
uygulamasıyla “adrese teslim”e dönüştü.
Bu ise bütçeden pervasızca, korkusuzca savrulan milyonlar, yüz
milyonlar, milyarlar anlamına
geliyor.
Bakınız; bir kamu kuruluşunun 21/b ile ihale
verebilmesinin koşulları çok net:
- Doğal afet, salgın hastalık, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani,
- Veya idare tarafından önceden öngörülemeyen olay ortaya çıkacak,
- Bu olaylar nedeniyle de idarenin ihaleyi “acele” yapması bir mecburiyet olacak.
Bütçeden saçılan halkın parası
Konuya ara vermeye gelmiyor.
Son iki ayda “davetli ihale” listesi hem sayıca uzamış, hem de işleri adrese teslim eden idare sayısı çeşitlenmiş. KGM, “davetli ihale”de artık yalnız değil. Bunun DSİ’si var, TOKİ’si var, valiliği var, Adalet Bakanlığı var, belediyesi var.
Hukukun düzgün işlediği, gücün kötüye
kullanılarak yasaların keyfi uygulandığı her vakadan hukuk
devleti zemininde hesap sorulacağı bir gün elbette
gelecek.
İşte o gün, “duble
yol” ihale pastalarının nasıl bölüşülüp
yenildiği de ortaya çıkacak.
Şimdi haziran ayından bugüne dek geçen iki
buçuk ayda dağıtılan -bilgisine ulaştığımız-
bazı “davet
işlerine” bir bakalım.
Ayrıntıya girmeden önce toplamın 5.9 milyar TL olduğunu belirtelim.
(Bu arada siz de bu dönemde hangi salgın
hastalık, hangi deprem hayatı altüst etti de normal ihale
uygulanmadı düşünedurun.)