Toplumsal, hukuksal, insani, vicdani.
Savunduğum bütün değerler ve yurtseverlik anlayışım, tek adam
rejimini anayasallaştırmayı hedefleyen referandumda hayır dememi
gerektiriyor.
Bu tercihin yazdıklarımı bunca
zamandır okuyanları şaşırtacağını
tabii ki düşünmüyorum.
Dahası, bu yanıyla neden
açıklama gereği duyduğum merak
edilebilirbile.
Bana göre “hayır” ile yurtseverlik arasında bir bağ
kurmak, nedenlerin daha açık paylaşılmasını
gerektiriyor.
Cep doldurma, makam-koltuk hırsı, iş kaybetme korkusuyla motive olan iktidar kontrolündeki büyük propaganda makineleri ve bunların ürettiği yalan üzerine kurulu tekrarların, toplumsal belleği tahrip eden kıyıcı gücü karşısında da bu bir ihtiyaç çünkü.
SİYASET
♦Olağanüstü Hal koşullarında
referandum yapmak yanlış olduğu
için.
♦Özgürlüğün olmadığı ortamda seçme özgürlüğünden
söz edilemeyeceği için.
♦“Hayır” diyecekler, korkutma
ve yıldırmayla hizaya getirilmek
istendiğiiçin.
♦Anayasa değişikliği TBMM’de vekillere angarya
yaptırılarak geçirildiği için.
♦Gizliliği anayasa kuralı olan
oylama göstere göstere yapılıp,
uyarılarkabalıkla, meydan okumayla
karşılandığı için.
♦6 milyon oyu temsil eden bir siyasi partinin, HDP
milletvekillerinin tutuksuz yargılanması mümkünken, tutuklu
yargılanmaları demokrasiye uygun olmadığı için.
♦Üç çocuktan sezaryene,
kürtajdan evde çocuk bakımına kadar
toplumsal hayatın
gericileştirilmesine dönük hamleler aile
kutsallığı makyajı altında kadınların
üzerinden
tasarlandığı için.
♦Başkanlığı savunan hiç kimse şu basit soruya ikna
edici cevap veremediği için:
“15 yıl boyunca ne isteyip yapamadınız?”
ÇOCUKLAR VE EĞİTİM
♦Milli Eğitim Bakanlığı,
Atatürk’ü müfredattan çıkarmayı
planladığı için.
♦Evrim teorisi müfredattan kaldırılıp bilimsel ve
laik eğitim reddedildiği için.
♦Türkiye’nin adını dünyanın
her köşesinde temsil etmesi gurura
vesileolması gerekirken Fazıl Say
adı eğitim müfredatından çıkarıldığı
için.