“Fındık fiyatı, Fiskobirlik’in faal olduğu 2006’da 5
dolar. Şu anda 2 dolar bile değil. Fakat fındık üreticisi 12 liraya
satmak zorunda bırakıldığı ürününü havalaanındaki “free shop”ta 55
Euro olarak görüyor.”
Bu bilgiler 17 Ekim 2018 tarihli
TBMM Genel Kurul tutanağından.
CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, “İnsaf”
diye devam ediyor.
Fındığın 500 bin üreticiyi, 8 milyon kişiyi doğrudan
ilgilendirdiği, dünya fındık üretiminin yüzde 75’inin ülkemizde
gerçekleştiği, ağustosun ilk haftasında toplanıp eylülün ortasında
son mahsulun toplandığı, rekoltenin çok arttığı bunun gurur verdiği
ama üreticinin darda olduğu.
Çünkü fındığı Karadenizli üretici üretmesine rağmen, İtalyan bir
firmanın değerinin çok altında satın aldığı. Toprak Mahsulleri
Ofisi’nin (TMO) her ürünü alıp, her nedense bu yıl fındığı
almadığı…
Her şey ama bir tarımsal ürünü ilgilendirebilecek her şey
konuşuluyor o gün. Uzun uzun…
Asıl amaç da fındık üreticilerinin sorunlarının daha etraflıca
tartışılması.
Peki ne oluyor biliyor musunuz?
Haberlerde gördünüz muhtemelen. MHP Grup Başkanvekili Erhan
Usta’nın verdiği önerge TBMM’de reddediliyor.
“Sürpriz bunun neresinde?” demeyin. Sürpriz olan
ret kararı değil. Muhalefet partilerince verilen bütün araştırma
önergelerinin reddi, bu dönemin “mutlak kaderi”ne
dönüşmesine kimse şaşırmıyor. AKP milletvekilli olmak biraz da en
yakıcı, en sarsıcı, en korkunç olayların dahi, Meclis çatısı
altında araştırılmasına “hayır” demek anlamına
geliyor.
Ama sorun bu değil. Sorun pekala tersi olabilecekken, ilk kez
muhalefet partilerinin tümünün bir araya geldiği bir araştırma
önergesinin reddedilmesi.
Sırf, o anda Genel Kurul salonunda yeterli sayıda muhalefet partisi
milletvekili olmadığı için. 20 KİŞİ DAHA OLSAYDI
Evet, AKP’nin oy deposu olan Karadeniz insanını doğrudan
ilgilendiren fındık üretic...