Hayatın her alanında yoğunlaşan dinselleşme,
devlet aygıtına ve yöneticilerine yeterli
gelmiyor.
Meraklısı biliyor, Diyanet İşleri Başkanlığı
(DİB) geçen yılın genel bütçesinden 6.5 milyar TL ödenek kullandı.
Ancak DİB, önceki yıllarda olduğu gibi bu ödeneği yine yeterli
görmeyerek, “kısıtlı bütçe
imkânlarının” artırılmasını istiyor. Kirası
yüksek şehirlerdeki camilerde görev yapan personel için de lojman
ödeneğinin artırılmasını talep
ediyor.
DİB’in 2016 yılı Faaliyet Raporu’na göre geçen
yıl 90 milyon TL’yi aşkın fazla ödenek
kullanmış.
Ancak kendisine ayrılan ödeneğin yüzde
92.6’sını personel giderlerine ayırdığını
duyuruyor.
Başkan Mehmet
Görmez’in emekliye ayrılması vesilesiyle, DİB’in son
faaliyet raporundaki bazı verileri hatırlatmak yararlı
olabilir.
DİB’in yakındığı tek
konu “kısıtlı
bütçe” değil. Konu şöyle
aktarılıyor:
“İbadet yerlerinin yönetimi ve denetimi
görevi, yasal olarak Başkanlığın uhdesindedir. Ancak Başkanlığın
hukuki tüzel kişiliğinin olmaması nedeniyle, cami, mescit ve
bunların müştemilatı ile Kur’an kurslarının mülkiyeti farklı özel
ve tüzel kişilere aittir. Bu durum, hukuken sorumlu olduğumuz
ibadethanelerin yönetiminde, Başkanlığın ciddi sorun ve
sıkıntılarla karşılaşmasına neden olmaktadır. Bu itibarla, mutlaka
Başkanlığa hukuki tüzel kişilik sağlayacak yasal düzenlemeler
yapılmalıdır.”
DİB, Başbakanlığa bağlı bir kurum. Faaliyet
raporundaki bu yakınmadan sonra Cumhurbaşkanlığı’na bağlanması
sürpriz olmasın.