Çiğdem Toker Cumhuriyet Gazetesi

Cumhuriyet direnci

Bir parlamento binası düşünün; -iyi ki- yenilgiyle sonuçlanan bir kanlı darbe girişiminde darbeci askerlerce bombalanıyor. O parlamento olan bizim TBMM’miz, bu girişimin tamamını aydınlatmak üzere özel bir komisyon...

31 Ekim 2017 | 161 okunma

Bir parlamento binası düşünün; -iyi ki- yenilgiyle sonuçlanan bir kanlı darbe girişiminde darbeci askerlerce bombalanıyor.
O parlamento olan bizim TBMM’miz, bu girişimin tamamını aydınlatmak üzere özel bir komisyon kuruyor.

Ama aylar süren çalışmanın sonucu hazırlanan raporun başına gelmedik kalmıyor.
Ana muhalefet partisinin “AKP-FETÖ Kardeşliği” başlığıyla yer verdiği “şerh” rapordan çıkarılıyor. Raporun basımının durdurulduğunun açıklanmasına karşın 700 adet basılıp özel bir odaya taşındığı ortaya çıkıyor.
Normal koşullarda ülkeyi uçurumun kıyısına getirmiş bir darbe girişimini, parlamento düzeyinde aydınlatma çabası bütün yurttaşların erişimine açık olması gerekirken bu yapılmıyor.

***

Bir medya düşünün ki, her gün gazete görünümüyle çok sayıda parti bülteni yayımlanıyor.
O parti bültenlerini yönetenler, hayat standartlarını gazetecilik yapmayarak yükseltiyor.
Daha doğrusu, her gün bazı gerçekleri tersyüz edip, bazılarını çarpıtıp, bazılarını da halktan tamamen saklayarak.
Onların banka kredilerini, çocuklarının okul taksitlerin ödemeleri başka türlü imkânsız.
Gerçekleri karartmak yahut bazen çarpıtmak; vergilerimizin nasıl kullanılacağına, ülkede kaç cezaevi yapılıp hangi müteahhide para aktarılacağına, gün ışığından ne kadar mahrum kalacağımıza karar verenlerle yapılmış bir örtük mutabakatla mümkün olabiliyor.

***

Bugün Türkiye’nin en köklü gazetesi Cumhuriyet’e yönelik operasyonun birinci yılı.
Tutuklanacağını bilerek yurtdışından dönen İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay 366 gündür özgürlüğünden yoksun.
Tanışmadığı insanlarla, gazetede çalışmaya başlamadan önceki bir zamanda vakfı ele geçirmeye çalışmakla suçlanan Murat Sabuncu da öyle.
Cumhuriyet ile boşluk kelimesinin yan yana gelemeyeceği çıkışıyla, yönetici olmadığı dönemin sorumluluğunu da duruşma salonunda üstlenen Murat.
FETÖ’ye yardımla suçlanan Ahmet Şık 305 gündür.
Toplumun pek çok kesimi, Gülen Cemaati’nin gücünden, güvenlik bürokrasisi ile yargıdaki etkinliğinden korktuğu bir dönemde “İmamın Ordusu”nu yazan Ahmet Şık, evet...
ByLock kullanıcısı olduğu iddiasıyla tutuklanan ancak tutukluluğundan önce adının geçtiğini öğrenir öğrenmez telefonunu kendisi inceleten ve ByLock izi bulunmadığına dair uzman raporu sunan Emre İper 208 gündür.

***

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye’nin rüşvet karnesi 02 Kasım 2022 | 359 Okunma Merkez Bankası Hazine ve Maliye’ye mi tabi olacak? 31 Ekim 2022 | 212 Okunma KKM tartışması büyüyor 28 Ekim 2022 | 263 Okunma ‘Muhalif gazetecilere davet’ meselesi 26 Ekim 2022 | 388 Okunma ‘Kanunları kimler yapar’ 24 Ekim 2022 | 225 Okunma