Bugün Ramazan Bayramı’nın ikinci günü. Bayramı bol bir
coğrafyada yaşıyoruz ama Türkiye uzun zamandır bayramın ancak
sağlanacak hakiki adaletle hissedileceği bir ülkeye dönüştü.
Bu satırları yazarken; aralarında arkadaşlarım, meslektaşlarım,
avukatlar, bilim insanlarının da yer aldığı cezaevinde tutuldukları
hücrelerde okumakta olan tutuklu ve hükümlü bütün yurttaşların
bayramını içtenlikle kutluyorum.
Yüksek güvenlikli cezaevi duvarları arasında doğayı, kuşları
göremeden, daracık beton zeminde emekleyemeden, oyuncağa erişiminde
engeller bulunan tutuklu veya hükümlü annelerinin yanında büyümek
zorunda bırakılan bebek ve çocukların sağlıklı
büyüyebilecekleri koşulların sağlanmasını diliyorum.
★★★
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı 3 numaralı Yargı Reformu
Strateji Belgesi’nin dili ve içeriği Türkiye’yi 17 yıldır
başka bir iktidar yönetiyormuş izlenimi bırakıyor. Bununla birlikte
belgede epey muğlak bir ifadeyle kaleme alınsa da, kişilerin
özgürlük alanlarıyla doğrudan ilgili taahhütleri görünür kılmak
gerekiyor. Bunlar:
– Başta terörle mücadele mevzuatı başta olmak üzere ifade
özgürlüğünü etkileyen mevzuat bu süreçte ele alınacaktır.
– Bölge adliye mahkemelerince istinaf incelemesi sonucunda verilen
kararların kesinlik sınırının, ifade başta olmak üzere ifade
özgürlüğünü ilgilendiren maddeler açısından yeniden belirlenmesi
öngörülmektedir.
Alıntıladığım ilk taahhüdün nasıl hayata geçirileceği belirsiz.Çok
sayıda gazeteci “terör örgütüne üye olmamakla birlikte
bilerek ve isteyerek yardım” suçlamasıyla yargılanıyor.
Sözcü davası 14 Haziran’da görülecek. Cumhuriyet davasında ağır
hapis cezaları verildi.
İkincisi ise karmaşık. Ceza Muhakemeleri Kanunu’na (CMK) göre
hapis cezası 5 yılın altındaysa istinafta, 5 yılın üzerindeyse
Yargıtay’da kesinleşiyor. Yeni taahhüt bu ikiliği kaldırmayı
hedefliyor.
“FARKLI GÖZLE YARGILAMA”
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Habertürk TV’de Türkiye’nin Nabzı
program moderatörü Didem Arslan Yılmaz’ın ısrarlı sorularına, altı
çizilmesi ve sıkça hatırlatılması gereken yanıtlar verdi. Gül, aynı
dosyada istinaf ile Yargıtay aşamalarında farklı kararların
çıkmasının yargıya güveni zedelediğini açıkça söylüyor.
İfade özgürlüğünü “daha baskın bir şekilde”
özgürlük lehine yorumlayacak bir irade ortaya koyduklarını
belirtiyor; “Bu hususta eğitimler… Daha farklı bir gözle
yargılama yapılmasına ilişkin usul hükümlerine ilişkin düzenleme
taahhüt ediyoruz” diyor.
Bakan’ın yaygın yakınmalara konu yargılamalara örtük ve dolaylı da
olsa bir eleştiri gelmesi kayda değer. Hakimlerin, ifade özgürlüğü
konusunda farklı bir gözle yargılama yapma gereğine işaret
ediyor.
“O ZAMAN GİRENLERİN GÜNAHI NE?”