“Yangına körükle gitmek” diye buna denilir... Türkiye’deki iç politik hesaplar ve parlamenter sistemi değiştirmek hırsı üzerinden, Hollanda ve Almanya başta olmak üzere tüm Avrupa’ya açılan cephenin başka türlü tarifi mümkün değil. Retorikte estirilen hamasetin artık haddi hesabı kalmadı.
***
Pazartesi günkü yazıda “Ankara’da birileri Avrupa
aşırı sağını patlatma hesabı yapıyorsa, tam aksine hazır
olsun” diyerek anlatmaya çalışmıştım. Nitekim Hollanda
seçimlerinde, Türkiye ile krizden faydalanan liberal demokrat
Başbakan Mark Rutte kârlı çıktı. Aşırı
sağcı Geert Wilders ve Özgürlük Partisi,
şimdilik “dizginlendi”. Bu durumun en çok aşırı sağın
alt-sağ (alternatif sağ) olarak yeniden organize olduğu bir esnada,
Avrupa’nın ana akım siyaset hattını memnun ettiği aşikâr.
Nitekim Almanya
Başbakanı Angela Merkel’in
müsteşarı Peter Altmaier, seçim
sonuçlarını “Hollanda, oh Hollanda, sen bir şampiyonsun!
Bu müthiş sonuç için tebrikler” tweet’i ile kutladı.
Hollanda’daki sonuçları “Avrupa
yanlısı” ve “Demokrasi için güzel bir gün” diye
niteleyen Merkel’in de sonucu Türkiye krizine bağlaması resmi
tamamladı: Türkiye’den Hollanda ve Almanya’ya
yönelik “Nazi” benzetmelerini de
anımsatarak, “Bunun, Hollanda’nınTürkiye’den gelen tamamıyla
kabul edilemez suçlamalara göğüs germesi ve
bizlerin dayanışmamızı göstermemizden günler sonra
gelmesi de açık bir işaret.” Merkel’in bu
sözleri “kendilerini birleştiren unsurun” Türkiye
olduğunun açık saptamasıdır.
***
Geniş Müslüman nüfusunu düşünerek başlangıçta daha gevşek tavır
almış Fransa da dün kervana katılmakta gecikmedi. Oysa Paris,
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçağı
Hollanda’ya inemeyince, ev sahipliği yaparak Metz’de siyasi
propaganda için toplantı yapmasına izin vermişti.
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande dün Berlin
ile aynı yerde hizalandı. Merkel’in sağ kolu Altmaier aracılığıyla
açıkça Ankara’ya “siyasi propagandanızı kafanıza göre
bizim topraklarımıza taşıyamazsınız. Otomatik
olarak böyle bir hakkınız yok” tutumunu desteklediklerini
duyurdu.
Nasıl hizalanmasın? Avrupa, bu sene üç kritik seçimden ilki olan
Hollanda’dakini Türkiyeli siyasilerin tutumlarını adeta aşırı sağa
karşı “katalizör kılarak” atlatmış olabilir. Lakin sırada
nisan-mayısta Fransa’da cumhurbaşkanlığı, eylülde ise Almanya’da
genel seçim var.