Ukrayna başkenti Kiev’de bir gece önce
kurşunlandığı fotoğrafı eşliğinde ölümü açıklanan Rusya vatandaşı
muhalif gazeteci Arkadiy Babçenko’nun ertesi günü
‘dirilip’ kameralar karşısına geçmesi post-truth (hakikat
sonrası) âlemin sakinlerini şoke etti.
Ukrayna istihbaratı SBU, Rusya güvenlik servisi
FSB’nin suikast komplosunu ortaya çıkartmak için gazetecinin
ölümünü sahnelediği izahatı getirirken, ailesini önceden haberdar
ettiklerini duyurdu. Babçenko’nun ise ‘iki gündür
cehennemi yaşattığı için özür dilemesi’, eşinin neyi ne
kadar bildiğine dair sorular yaratırken, sosyal medyada en çok şu
tepki yayıldı:
“Yalancıktan ölen gazeteci Babçenko
daha sonra öfkeli karısı tarafından
öldürüldü.”
***
Boş yere ‘yalandan kim ölmüş’
demediğimizin ispatı olan bu vaka, ‘hakikat
sonrası’ evrendeki son tiyatro. Rus meslektaşlarının
Kemenovo’da çoluk çocuk yanarken verdiği insanlık dışı tepkileriyle
tanınan Babçenko’yu şahsen tanıyan kimilerinin üzüntü ve öfkesi
şoka dönüştü elbette. Neyse ki bir gazeteciye yönelik suikastın
gayet politik bir mevzu olduğunun ayırdındakiler sorgu suale
başladı.
SBU’nun ‘ölüm sahneleme’ izahatı
‘FSB’nin suikastın arkasında olduğunun ıspatlanması ve
sorumluları yakalamak’. SBU, iki aydır süren operasyonda
FSB’nin Babçenko’yu öldürtmek için 40 bin dolara tuttuğu Ukraynalı
savaş gazisi tetikçiyi ihbar sayesinde bulmuş. Tetikçiden kendisini
kiralayanı da...
Haliyle, ‘madem buldunuz, niçin
Babçenko’yu yalancıktan öldürtüp kanlar içinde
fotoğrafını yayımladınız’ sorusu düştü. Bu yolla hangi kanıt
sağlandı? Yanıtı yok. Tıpkı tetikçiye internette tonlarca fotoğrafı
bulunan 41 yaşındaki Babçenko’nun 25 sene önceki fotoğrafının
verilmesi gibi.
Buna, Babçenko’nun kanlı fotoğrafının eski
Sovyet coğrafyasındaki Amerikan şirketlerine danışmanlık eden
Washington merkezli bir şirketin eski bir gazeteci olan Ukraynalı
çalışanınca yayılması ekleniyor.
***
Yaşananlar insanda ‘false flag’,
yani yanıltma operasyonlarının planlayıcılarının ya artık iyice
‘ahmaklaştığı’, ya ahalinin ‘akıllanıp
bunları yutmadığı’ yahut her ikisinin söz konusu olduğu
kanaati uyandırıyor. Pek çok basın kuruluşu ve gazeteci utanıp okur
ve takipçilerinden özür dilerken, post-truth âlemde dördüncü şık
Putin’in tüm dünyayı ‘trollediği’. Buna
en fazla Britanya hükümet medyası hizmet ediyor. Nitekim, Rusya’ya
yönelik en son Skripal komplosunu olgulara dayalı
yazılarıyla aydınlatmış Britanya’nın eski büyükelçisi Craig
Murray’e Babçenko vakasıyla şu tepkiyi verdirtmeyi
başarmışlar:
“Boris (Johnson-Britanya Dışişleri
Bakanı) buzdolabımı çalmasın diye kafama kitap
koydum. Buzdolabı hâlâ burda, demek ki planım işe yaradı
ve Boris suçlu.”
***