Memleket “aklı evvellerden” geçilmiyor. En trajikomik olanı da
“kaş yaparken göz çıkaranları”. Türkiye’nin “eline düştüğü” siyasi
heyetten birisi, en son PKK’ye karşı Sri Lanka örneğini vermiş,
“Ya adamlar silah bırakıp teslim olacak ya da Sri
Lanka’daki gibi kökü kazınıp bitecek bu iş” deyivermiş. Sri
Lanka hakikaten ibretlik, lakin “kazınan kökler” açısından
değil...
İç savaşlar nasıl körüklenir; toplumsal sorunlar militarist
yöntemlerle nasıl kördüğüm edilir; iktidar gaspı nasıl yapılır;
aile derebeyliği nasıl kurulur; mega yolsuzluklara nasıl batılır;
10 yılın sonunda iktidardan nasıl olunur; savaş suçlarıyla nasıl
karşı karşıya kalınır; bunlara yol açan “fıtrat” ne menem bir
şeydir?
Buyrun Sri Lanka’dan da yakın...
***
Sri Lanka dediğimiz, “Seylan” ismiyle de bildiğimiz çay diyarı... Hindistan’ın güneydoğusunda etnik ve dini çeşitliliğe sahip 20 milyon nüfuslu ada ülkesi. Budist Sinhallerin nüfusun yüzde 74’ünü oluşturduğu Sri Lanka’da Hindu Tamiller yüzde 11’le ikinci büyük azınlık. Portekiz, Hollanda ve Britanyalı sömürgecilerden miras Burgherler, Mağribiler, Malaylar ve yerli Veddalar da var.
***
Aslında Sri Lanka, Güney Asya’nın en eski demokrasisi. Britanya dominyonu olarak girdiği 20. yüzyılda 1948’deki bağımsızlık sonrasında Sinhal şovenizmi patlarken, 1956’da “Sadece Sinhalce” dil yasasının tetiklediği Tamil hareketi, ekonomik ve kültürel ayrımcılıkla birleşince militan ayrılıkçılığı yarattı. 1976’da Tamil Eelam Kaplanları sahneye çıktı. 1983’te Colombo’daki Tamil pogromu sonrası başlayan iç savaş 26 yıl sürdü, 100 bin cana mal oldu. 2000’lerde özerk yönetim de kuran Tamiller, intihar bombacısı kemerleri ve kadın bombacıların da “mucitleri”.