Yıllardır Batı kaynaklı dünya
haberlerlerinin sunumunu (narrative) izleyip süzmekle iştigal eden
biri olarak Amerika’daki ‘RusyaGate’ vakasına baktığımda
ben bile hayrete düşüyorum. Trump’ın başkanlık
koltuğuna kurulmuş olmasından ötürü Amerikalıları bir yere kadar
anlayışla karşılamamak elde değil. Ama histerinin boyutları
ibretlik hale geldi.
Mevzu ‘RusyaGate’ oldu mu, Amerikan ana akım medyasının da
bizim yandaş medyadan farkı yok. Olgular ve kanıtların öne çıktığı
gazetecilik faaliyeti ve rasyonel aklın çok ötesinde bir
‘toplumsal mühendislik’ vakasıyla karşı
karşıyayız.
***
Ana tema ‘Rusya
Federasyonu’nun ABD’de 2016’da
Hillary Clinton’ın Donald Trump’a
yenildiği başkanlık seçimine müdahale ettiği’. Geçen
sene seçim öncesinde Demokratik Parti Komitesi’nin (DNC)
bilgisayarları hack’lenmiş ve 20 bin kadar e-posta WikiLeaks
tarafından sızdırılmıştı. Clinton’ın rakibi Bernie
Sanders’ı ekarte etmesi dahil rezilliklerini
içeren ifşaatın seçilmesine mal olduğu ve Trump’ın kendisine yardım
eden Rusya’ya ABD’yi ‘altın tepside sunduğu’ öne
sürülüyor. ‘Rusların Amerikan demokrasisinin sonunu
getirdiği’ melodramı sahnelenmekte.
DNC sunucuları ne hikmetse FBI değil özel bir şirket üzerinden
incelenmiş. Bir de eski Britanya casusu
Christopher Steele’e hazırlatılan
Trump ekibinin Rusya bağlantılarına dair şaibeli bir rapor var.
Rusya iddiaları yalanlıyor. WikiLeaks kurucusu Jullian
Assange, kaynağın DNC içinden olduğunda ısrarcı. Ortada
dijital kanıt yok. O zaman iş ‘propaganda ve
komplolara’ kalıyor.
Üstelik mevzu Atlantik’i aşıp Avrupa’ya sıçradı. Rusya Brexit’ten
Katalonya’daki ayrılıkçı referanduma uzanan gelişmelerin müsebbibi
oluverdi. Batı’da bir hoşnutsuzluk mu oldu, ‘Ruslar
yapmıştır’ deyin gitsin!
***
ABD vakası için ocakta 17 istihbarat
kurumundan sadece üçü olsa bile ‘istihbarat
toplumu’ denilerek hepsine mal edilen CIA, FBI ve NSA’nın
değerlendirmesi sunulmuştu. NSA Direktörü James
Clapper’ın ‘titizlikle seçilmiş
analistler’ diye andığı bu şahıslar kesin hükme varmasa da
tezleri şu: ‘Rus propagandası seçimi etkilemiş
olabilir.’
Peki nasıl? Misal Russia Today (RT), ABD’de ‘kara listeye’
alınmış muhalifler, dışlanmış liberterler ve yeşillerin görüşlerine
yer vermiş. Sonra meşhur ‘Occupy Wall Street’
hareketi dahil ABD’deki toplumsal hareketliliği yayınlarında
işlemiş. Böylece Amerikan demokrasisini ‘büyük
tehlikeye atmışlar’.
Kongre geçen aralıkta Rus propaganda ve dezenformasyonuyla
mücadeleye 160 milyon dolar ayırdı. Düşünce kuruluşları ve
akademisyenler seferber edildi. Algoritmalar üzerinden cadı avı
başlatıldı. Sonuç: Rusya bağlantılı birileri Twitter ve Facebook’ta
çok etkin. Öyle ki Amerikalılar -ve hatta Britanyalılar ve hatta
Katalanlar- Kremlin’in gizli rehberliğinde. Ortaya milyonlarca
‘kullanışlı aptal’ çıkıvermiş!
Örnek olarak Rusların 27 milyar dolarlık reklam geliri olan
Facebook’a verdiği 100 bin dolarlık reklam gösteriliyor. Tuhaf
olanı bunun yarısı zaten ABD seçiminden sonra yayımlanmış. Aynı
şekilde son olarak saygın Wired’ın ‘İşte Rusya’nın
Twitter’ı Brexit’i etkilemek üzere kullandığının ilk
kanıtı’ başlıklı yayını. Bir bakıyorsunuz sözü edilen
gönderimler Brexit oylamasından sonra yapılmış.
Olsun varsın! Hepsi ‘sansür’ hamleleri için iyi malzeme.
‘Demokrasimizi yitirdik’ diye haykırıp dururken somut olgu
ve kanıtları sorgulamayan medya sağ olsun.
***