Fırat Kalkanı Operasyonu’na yeni gelişmeler ışığında bakmaya
devam edelim... Bir haftayı dolduran operasyonda ortalık toz
dumandan görülmez halde.
Türkiye ‘dönüm noktası’ teşkil eden darbe girişimi
sonrası Suriye’de manevra alanı açmayı başardı. IŞİD’le savaş
görüntüsü altında en başta bölgede ABD desteğiyle oluşmakta olan
Kürt koridoru kırılıyor. Rusya ve İran üzerinden gizli uzlaşma
sağlandığı, Türkiye ile Suriye’nin ‘Adana anlaşması
ruhuna’ döneceği iddiaları eksik değil. Doğruysa elbette bu
Suriye savaşının başından bu yana ilk kez ABD’yi‘oyundan
düşürmek’ anlamına gelir.
Ankara’daki siyasal İslamcı
aklın, Ahmet Davutoğlu’yla
birlikte ‘değerli yalnızlıktan’kurtulduğu şüphe götürmez.
Ancak ittifak cephesi henüz net değil. Herkes Türkiye’nin bir
sonraki adımına bakıyor, ikazları ile süreci şekillendirmeye
çalışıyor.
***
ABD: Fırat Kalkanı’na ABD hava desteğinde girişildi. Ancak Wall
Street Journal’in dünkü haberine
bakılırsa Obama’nın operasyondan haberi bile
olmadı. Türkiye ile planlansa da sahadaki değişiklikler sonrası ABD
özel güçleri Kürtlerle işe koyulacakken, Türkiye ‘tetiği tek
taraflı çekti’. Doğruysa, “darbe girişimi
şüphelisi”ABD’nin adımları, Biden’ın
Ankara’ya gelip verdiği mesajlar daha bir mana kazanır. IŞİD’le
savaşta TSK’nin doğrudan müdahalesiyle ‘kara
ordusuna’ kavuşan ABD’nin işi Kürtlerle dengelemesi de
zorlaşacak demektir.
• Nitekim en üst
söylemini Erdoğan’ın “YPG’nin kökünü
kazıma” retoriğinde bulan çıkışı eşliğinde ABD’den “YPG
güçlerini hedef almama, IŞİD’e odaklanma ve Cerablus’un
güneyine inmeme” ikazı gecikmedi. İşe yarayacağı çok meçhul.
Nitekim, ABD’nin çok rahatsız olduğu, Türkiye’ye askeri güvenlik
enformasyonu vermeyi durdurduğu ve Kürtlerle müttefiklerini hedef
alan hava saldırılarına destek olmayacağı haberleri gelmekte.
***
RUSYA: S400 kalkanını indirip operasyona olur veren Rusya, asıl
belirleyici güç. Moskova ‘burnundan kıl
aldırmıyor’. Fırat operasyonu sonrası Erdoğan 27
Ağustos’ta Putin’i telefonla ararken, Kremlin
görüşmeye dair “diyaloğun
devamındauzlaşıldığı” vurgulu “donuk” bir açıklama
ile yetindi. Türkiye’de “Rus
GenelkurmayBaşkanı Gerasimov’un
ziyareti ertelendi” haberi çıksa da Ruslara göre zaten
hiç planlanmamıştı.
• Moskova’nın Ankara’ya güvenmediği aşikâr. Başlangıçta
tonunu ‘operasyon bizimle koordine edilmeli’ diye
düşük tutan Şam’ın da pazartesi akşamı Türkiye’yi “insanlığa
karşı suç işlemekle” suçlayıp BM’ye şikâyet eden mektubunu,
Moskova’nın bilgisi dahilinde bir ikaz saymalı.
• Türkiye, arzuladığı “güvenli bölgeye” kavuştu.
İlerleyişi Halep savaşını etkilemek ve cihatçılara tedarik hattına
çevirme olasılığını hesap ediyorlardır. Ancak Rusya’nın Türkiye’nin
Suriye ordusuyla kapışmaması için kalın hatlar çektiği, aksi halde
Türkiye ve vekil güçlerini vurmaktan çekinmeyeceğini
eklemeli.